Tasarım Odaklı Düşünme Nedir?

Tasarım odaklı düşünme, İngilizce olarak "Design Thinking" olarak bilinen ve en kısa tabirle yaratıcılığın ve yenilikçiliğin ön planda olduğu insan merkezli bir düşünce tarzıdır.

İpucu

Yönetim Danışmanlığı yaklaşımımızın, danışmanlık sürecimizin ve danışmanlık hizmetlerimizin detaylarının açıklandığı Yönetim Danışmanlığı sayfamız ilginizi çekecektir.

Bu düşünce tarzı, tasarım çerçevesine dayalıdır. Normal düşünce tarzımızdan çok daha farklıdır. Normalde düşünce tarzımız, biraz daha makul ve mantıklı olmamıza yöneliktir. Çözüm üretmemiz gerekecek durumlarda daha bilinen ve risksiz yoldan gitmemiz gerektiğini söyler. Normal düşünce tarzımız alışkın olduğumuz bir düşünce tarzıdır. Biz bu düşünce tarzına, ilkokuldan beri zaten aşinayızdır. İş veya sosyal hayatta da insanlar makul bir şekilde davranır ve kalıplarının dışına çıkmaz. 

Tasarım odaklı düşünme, normal düşünce tarzının dışına çıkar. Olayları farklı bir şekilde değerlendirmek ve daha yaratıcı çözümler sunabilmek için tasarım odaklı düşünme kavramını gerçekleştirmeliyiz. Normal düşünce tarzıyla tasarım odaklı düşünme tarzının arasındaki farkı şu şekilde açıklayabiliriz; örneğin, bir petrol kuyusu kazıyoruz. Bu kapsamda daha fazla petrol çıkarmak için aynı deliğin daha derinine iniyorsam, bu normal bir düşünce tarzı olmuş olur. Tasarım odaklı düşünme tarzında da, birden fazla alanda kuyu açıp, petrol bulma şansımı artırmaya çalışırım. Olasılıkları geliştirip, farklı yöntemler denemeye odaklanırım. Bu yüzden tasarım odaklı düşünme; alternatifleri görme ve olasılıklara açık olma tarzıdır. 

Tasarım odaklı düşünme kavramı her ne kadar günümüzde popüler olsa da, aslında tarihi 1970’li yıllara dayanmaktadır. Peki, tasarım odaklı düşünme kavramı nasıl ortaya çıkmıştır? 1950/60’lı yıllarda yaratıcılık teknikleri geliştirilmiş ve tasarımla alakalı da yeni kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu da özel bir yöntem geliştirme fikrine yol açmıştır. Tasarımcılar ve diğer tüm meslek grupları için genel bir problem çözme çerçevesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Design thinking kavramını ilk kez 1959 yılında Amerikalı mühendis ve bilim adamı John Arnold kullanmıştır. John Arnold’ın yaptığı çalışmalardan en meşhuru ise “Mühendislikte Yaratıcılık” adlı kitabıdır.

Arnold bu kitabında, tasarım düşüncesinin 4 boyutundan bahsetmektedir;

  • Yeni İşlevsellik

    Yeni bir ihtiyaca dönük çözüm üretmeye denir. Keşfedilmemiş ihtiyaca çözüm ya da mevcut bir ihtiyaca yeni bir çözüm geliştirmekle alakalıdır.

  • Bir Çözümün Daha Yüksek Performans Seviyelerine Ulaşabilmesi

    Ortaya çıkan çözümle, üstün seviye performans seviyesi sağlanabilmesine denir. 

  • Daha Düşük Üretim Maliyetleri

    Bütün çaba, maliyeti düşürmeye odaklıdır. Artan satılabilirlik hedeflenir.

  • İnovasyon

    Artımsal ve radikal inovasyon türlerinin tamamını kapsar.

Design thinking üzerine ciddi katkıları olan bir başka isim ise, Stanford Üniversitesi’nde çalışan Amerikalı tasarımcı Rolfe Faste’tır. Rolfe Faste, 1980/90’lı yıllarda çalışmalar yapmıştır ve formal olmayan şekillerde de bu yaptığı çalışmaları başkalarına öğretmiştir. 2005 yılında ise Stanford Üniversitesi, tasarım odaklı düşünme kavramını formal bir eğitim olarak öğretmeye başlamıştır. Tasarım odaklı düşünme kavramının bu kadar popülerleşmesinin sebeplerinden biri de bundan kaynaklanmaktadır ve böylece design thinking, inovasyonun büyük bir tetikleyicisi haline de gelmiştir.

Tasarım Odaklı Düşünmenin Faydaları 

  • Potansiyel müşterilerimizle veya hedef kullanıcı kitlemizle empati kurmamızı sağlar. 
  • Varsayımlar ve sonuçları sorgulamamızı ve karşı tarafın varsayımları üzerinde düşünmemize yardımcı olur. 
  • Alternatif fikirler üretme yeteneğimizi geliştirir.
  • Uygulamaya dönük olarak, prototip ve test aşamalarında sürekli bir deneme/yanılma söz konusudur, yani sorgulama süreci devam eder. 

Sorgulamak ve varsayımların dışına çıkabilmek, normalde gerçekleştirebileceğimiz bir olgu değildir. İnsan olarak bir takım varsayımlarımız vardır ve bu varsayımlara göre hareket ederiz. Bundan dolayı, düşünce kalıplarımızın dışına çıkmak oldukça zor olabilir. Oluşturduğumuz düşünce kalıpları yüzünden çok fazla yaratıcı ve yenilikçi bakış gerçekleştiremeyiz.

Tasarım Odaklı Düşünme Neden Önemlidir?

Düşünce kalıplarını sonradan ediniriz. Doğumdan itibaren birçok kalıp öğreniriz. Bu düşünce kalıpları bir dil öğrenmek gibi çok basit faaliyetler şeklinde olabilir. Düşünce kalıpları, gelecekte karşılaşacağımız durumlarda geri kalmamıza neden olabilir. Kalıpların dışına çıkmamız zorlaşabilir. Örneğin, iş hayatında tecrübe her zaman çok önemlidir. İş arayan insanlar tecrübenin ne kadar mühim olduğunu iyi bilir. Birinin tecrübesi azsa, tecrübe edinmeye yönelik girişimlerde bulunur. Hâlbuki şirketler de tecrübeli eleman alma eğilimindedir. Bunun temel sebebi, herhangi bir sorun ile karşılaşıldığında baştan sona her şeyi düşünmek zorunda kalmamaktır. Düşünce kalıpları ve tecrübeler, sorunları çözerken daha hızlı adım atmamızı sağlar. Bu iki kavram ne kadar önemli olsa da, yaratıcılık anlamında baktığımızda bu kalıpların dışına çıkmak gerekir. Uzun yıllardır aynı eylemi gerçekleştirmiş insanların kalıpların dışına çıkması da oldukça zor olacaktır.

Peki, neden düşünce kalıplarının dışına çıkmalıyız?

Bir hikâyeyle bunu açıklayacak olursak; bir kamyon alçak bir köprünün altından geçmeye çalışırken sıkışır. Kamyon ne ileri ne de geri gidebilmektedir. Dolayısıyla kamyon şoförü iner ve çevredeki insanlardan yardım ister. Çevredeki insanlar itfaiyeyi çağırır. Haliyle trafik kamyonun arkasında sıkışır ve problem yaratır. Olay yerine mühendisler ve uzmanlar gelir ve herkes bu sorunu çözmeye çalışır. Ortada bir kaos ve birçok uzman vardır ama yine de sorun çözülemez. Kimisi “Kamyonun bazı parçalarını sökelim, belki böylece kamyon hareket edebilir.” derken, kimisi de “Köprünün alt kısmını tıraşlayalım.” şeklinde öneriler sunar ama bu önerilerin hiçbiri başarılı olamaz. O sırada o yoldan bir çocuk geçer. Yola, köprüye ve kamyona bakar ve “Neden lastiklerin havasını indirmiyorsunuz?” der. Uzmanlar şaşkınlıkla çocuğa bakar. Lastiklerin havasını indirip test ederler ve bu çözüm işe yarar. 

Hikâyeden de anlaşılacağı üzere, çözüm her zaman karmaşık olmak zorunda değildir. Bazen basit düşünebilmek de çok önemlidir.

Design Thinking (Tasarım Odaklı Düşünme) Nasıl Uygulanır?

Tasarım odaklı düşünme yenilik odaklı olduğu için, inovasyon alanında oldukça fazla uygulanan bir kavramdır. Şirketler, sürekli bir şekilde yeni ürün ve hizmet geliştirmeye çalışır çünkü inovasyon rekabet etme düzeyini artırır. Bu süreçte müşterinin ihtiyaçlarını anlayabilmek, bu ihtiyaçları değerlendirebilmek ve çözümler geliştirebilmek açısından design thinking çok önemlidir. Ar-ge ve inovasyona dair tüm alanlarda, tasarım odaklı düşünme ön plandadır. Sadece yeni bir ürün ve hizmet geliştirmeye değil, mevcut düzeni veya organizasyonel yapıyı değiştirmeye de önem verilmelidir. İşletmeler, müşterilerle doğru iletişim kurabilmek ve çalışanların yaratıcılığını yüksek tutabilmek gibi hedeflere odaklanır ve bu konularda problem yaşar. Bu anlamda organizasyon yapısını geliştirmek gerekir ve bunun için de tasarım odaklı düşünme gerçekleştirilmelidir. 

Normalde herkesin belirli bir çalışma süresi vardır. Her çalışanın da belirli görevleri vardır. Bunun üzerine yapılmış farklı bir uygulama bulunur. Bu uygulama Google ve 3M firmaları tarafından uygulanmaktadır. Çalışma zamanı ile alakalı düzen değiştirirler. Çalışanlara, zamanlarının %20’sini istediği projede çalışma hakkı sunarlar ve böylece çalışanlar işten daha fazla keyif alır. Sonuçta da, iç motivasyon yükselir. İnsanlar keyif aldıkları alanda çalıştığı anda ise daha yaratıcı olur. Çalışma düzenini değiştirmesiyle beraber 3M, dünyanın her yerinde kullanılan “Post-it” ürününü geliştirir. Google da; Gmail, Translate ve News gibi uygulamaların bu %20’lik zaman diliminde ortaya çıktığını söylemektedir. Bu uygulama tamamen alışılmışın dışındadır. Düşünce kalıbını tamamen değiştirir ve olumlu sonuçlara yol açar.

Tasarım Odaklı Düşünmenin Aşamaları Nedir? 

Tasarım odaklı düşünme, mantıklı ve sıralı aşamalardan oluşmaz. “X adımını yaptıktan sonra Y adımına geçersiniz.” şeklinde bir düşünce söz konusu değildir. Bu kapsamda, 3 ile 7 madde arasında olan birçok aşama bulunur lakin en doğrusu Stanford Üniversite’sinin ortaya çıkardığı aşamalardır.

Stanford Üniversitesi’ne göre design thinking’in 5 aşaması vardır;

  • Empati Kurmak 

Kullanıcı veya müşterilerle iletişim kurmaya, onları anlamaya, gözlemlemeye ve onlar hakkında bilgi toplamaya denir. Duygu ve düşünceleri anlamak da buna dâhildir. Sürekli gözlem yapmak gerekir. Buradaki bütün çaba bir araştırma süreci olarak görülebilir. Bir fikir üretmeden önce konuyu anlamaya çalışmak gerekli olur. Müşterilerin hayatına girebilmek de bu kapsamda oldukça önemlidir.

  • Tanımlama 

Bir problemi tanımladıktan sonra, sentez ve analiz devreye girer. Bu aşamada sonuca bakılır. Buradaki temel amaç; bir durumu teşhis etmek ve tanımlamaktır. 

  • Fikir Üretme 

Birçok fikir üretebilmek, kalıpların dışına çıkıp yaratıcı çözümleri görebilmek ve bunları geliştirebilmek için yaratıcı olmaya çalışmak en önemli konulardandır. Fikir üretme süreci daha çok zihinsel bir süreçtir. Yaratıcılık teknikleriyle beraber kullanılabilir. Fikir üretme sürecinde design thinking kendi başına bir yöntem sunmaz. İnsanların nasıl daha yaratıcı olabileceğine dair birçok yöntem vardır ve bu noktada bu yöntemlerin uygulanması gerekir. Yaratıcılık o kadar da kolay bir süreç değildir bu yüzden fikir yönetimi sürecinde tekniklerle beraber çalışılması gerekir. 

  • Prototipleme 

Bu süreçte en iyi çözümü bulma amacında oluruz. Mevcut çözümlerden uygulanabilir olanları seçip, bunları değerlendirmeye çalışırız. Prototipleme, şirket içerisindeki belirli veya rastgele bir ekip üzerinde uygulanabilir. Buradaki önemli nokta, uygulanabilir çözümleri deneyimleyebileceğimiz ortamın yaratılmasıdır.

  • Test Etme 

Müşterilerin almak isteyeceği ürüne yönelik daha net bir fikir oluşturmaya dayalı bir süreçtir. 

Yukarıdaki aşamaların bir sırası yoktur. Test aşamasında bir sonuca ulaşabilir veya bir problemi tanımlayabilirim ve bu da beni empati aşamasına geri döndürebilir. Aşamalar arasında sürekli geçişler yapmak gerekir. Esnekliklere de sahip olmak lazımdır.

Tasarım Odaklı Düşünme Örnekleri

Gerçek hayatta da tasarım odaklı düşünce tarzını oldukça fazla görmekteyiz. AirBnb firmasının bugünkü başarısına ulaşmasını sağlayan kavram tasarım odaklı düşünmedir. 

2009 yılında AirBnb, haftada sadece 200 dolar ciro yapabilmekteydi. Dolayısıyla hem para kazanamıyorlardı hem de kaynaklarını harcamak zorunda kalıyorlardı. Böylece iflas etmenin eşiğine geldiler. O dönemde Y Combinator kuluçka merkezinde olan AirBnb, sorunu çözmek için bir çalışma yaptı. Bu çalışmayla yayınladıkları ilanları incelemeye başladılar. İnsanların AirBnb’ye başvurmama sebeplerini düşündüler. İlanların ortak noktası, fotoğrafların amatör olmasıydı. Bu sonuca vardıktan sonra tasarım odaklı düşünmedeki gibi basit bir yöntem geliştirdiler. Airbnb’nin kurucularından biri olan Joe Gebbia, New York’taki ilanları ziyaret etmeye başlayıp, evlerin profesyonel makineyle fotoğraflarını çekti. Bunu yaptıktan sonra ciroları iki katına çıktı ve başarılı oldular. 

Şirket içerisinde gerçekleştirilen başka bir uygulamaya örnek verecek olursak; bir şirkette, çalışanlar işe yeni başladıkları zaman bir hafta gezi yapma fırsatına sahip oluyorlar. Bu gezide de bazı problemler üzerinde çözüm üretmeleri isteniyor. Buradaki amaç, farklı gözlerden olayları değerlendirebilmek olarak karşımıza çıkıyor. Tasarımcıların birinden, değerlendirme sırasında verilen 5 yıldız üzerinde çalışma yapması bekleniyor. Yaptığı değerlendirmelerde yıldızın insanlara soğuk geldiğini fark ediyor ve yıldızı kalple değiştiriyor. Bu basit fark ediş bile iş alanında %30 verim sağlıyor. 

Kısacası, AirBnb gibi start-up firmaların design thinking sürecini çok iyi uyguladıklarını söyleyebiliriz. Özellikle kuluçka merkezlerindeki mentorların verdiği eğitimlerle beraber de ortaya olumlu sonuçlar çıkacaktır.

Tasarım Odaklı Düşünme Yaklaşımı - Albert Solino

Albert Solino olarak, tasarım odaklı düşünme kavramını, gerçekleştirdiğimiz iş süreçlerinde uygulamaya çalışıyoruz. Özellikle verdiğimiz hizmetler sırasında müşterilerimizin ihtiyaç ve sorunlarını tanımlarken design thinking şeklinde düşünme fırsatımız oluyor. Tasarım odaklı düşünme, sürekli aklımızda olan bir süreç olarak yer alıyor. Kendi yöntemlerimizi sorgulama noktasında kullanıyoruz. Aynı zamanda müşterilerimize farklı bakış açıları kazandırmak amacıyla da tasarım odaklı düşünme kapsamında destek sağlıyoruz. Arge ve inovasyon süreçlerinde design thinking kavramını müşterilerimize anlatıyoruz ve bu süreçlere farklı bir yönden bakılmasına yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla hem kendi iç işleyimizde, hem de müşterilerimize sunduğumuz etkili bir yöntem olarak design thinking’i kullanıyoruz.