Şirket Nedir ? Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları Nelerdir - 2023

Şirketler hakkındaki en kapsamlı ve geniş içerikteki bu rehberimizde, " Şirket nedir ?" ve " Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları Nelerdir ?" konuları üzerinde detaylıca duracağız. Bu açıdan en özet haliyle şirketin tanımını vererek başlamak isteriz: Bir şirket, ticaret yapmak amacıyla kurulan, özel mülkiyet ilkesinin ve özerklik ilkesinin (ekonomik planın kendi kaderini tayin etmesi) karakteristik olduğu yasal ve ekonomik-mali bir birimdir. Şirketler, talebi karşılamak ve bunları piyasalara sunmak için mal veya hizmet sağlayan teknik ve organizasyonel ekonomik birimlerdir ve yasal ticari varlıklardır.

Kurumların şirket yönetimi alanındaki en temel problemlerini çözmeyi amaçlayan danışmanlık projelerimizi muayene (mevcut durum analizi), teşhis (gelişim yol haritası) ve tedavi (sistem kurma ve uygulama projelerini hayata geçirme) başlıklarından oluşan 3  ana fazda yürütmekteyiz. Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları deneyimlerimizden  hareketle İşletmelerin güncel sorunları hakkında Albert Solino olarak ortaya koyduğumuz 7 temel teşhis bulunmaktadır; 

Şirketlerin 7 Temel sorunu

1. Büyüyememe
2. Verimsizlik & Kârsızlık
3. Ekip Yönetememe & Delegasyon Eksikliği
4. Satış – Ciro Yetersizliği
5. Kurumsallaşamama
6. Şirket Yönetimi Sorunu
7. Çalışan Memnuniyetsizliği ve Sirkülasyonu

İpucu

Yönetim Danışmanlığı yaklaşımımızın, danışmanlık sürecimizin ve danışmanlık hizmetlerimizin detaylarının açıklandığı Yönetim Danışmanlığı sayfamız ilginizi çekecektir.

Şirket Nedir ? Şirket Türleri Nelerdir ?

Bir şirket, sahiplerinden ayrı bir tüzel kişilik olan bir işletme yapısı türüdür. Şirket; bir ticari veya sınai teşebbüsle iştigal etmek veya yürütmek üzere en az bir gerçek veya tüzel kişi veya bir grup gerçek veya tüzel kişi tarafından oluşturulmuş, suni tüzel kişi olarak hareket eden ticari kuruluştur.

Şirket kelimesinin sözlük anlamı, ortak amaç için oluşturulmuş kişiler birliğidir. Bir şirket, kendine özgü bir adı ve ortak mührü bulunan, sermayesi devredilebilir hisselere, sınırlı sorumluluğa, bir tüzel kişiliğe ve daimi halefiyete bölünebilen, kâr amacıyla iş yapmak üzere oluşturulmuş, kanunla tanınan ticari bir organizasyondur.

Sahiplerinden ayrı bir tüzel kişilik olarak, bir şirket dava açabilir ve borçlanabilir. Şirketin sahipleri (hissedarlar) kişisel sorumluluklarını sınırlayabilir ve genellikle şirket borçlarından sermayeleri kadar sorumludurlar. ( Şahıs işletmeleri ise tüm malvarlıkları ile borçlarından sorumludur. )

İş operasyonları şirket yöneticileri tarafından kontrol edilir ve hissedarlara aittir.

Tüzel Kişi: Bir tüzel kişi insan veya yasal haklara sahip olarak yasayla tanınan ve yükümlülüklere tabi olan bir insan dışı bir varlık ( hukuki kurum ) olabilir.

Bir kişi veya bir grup kişi: Şirket kurmak için artık kişilerin bir araya  gelip ortaklık oluşturmalarına gerek yoktur. Bir şirket, tek ortaklı bir şirket (tek kişilik şirket) olarak da kurulabilir.

Bir şirketin diğer iş yapılarına kıyasla kendi avantajları ve dezavantajları vardır, bu nedenle hangi yapının işletmenize en uygun olacağı konusunda erken yasal tavsiye almak çok önemlidir.

 

Sermaye Şirketlerinin Özellikleri

Yukarıda incelenen tanımlara dayanarak, sermaye şirketinin ( anonim şirket, limited şirket vb. ) özellikleri şunlardır:

  1. Kanunla Yaratılmış Yapay Bir Kişi:

Bir şirket, bir hukuk yaratımıdır ve bazen yapay bir kişi olarak adlandırılır. Gerçek kişi gibi doğmaz, kanunla var olur. Ancak bir şirket, gerçek bir kişinin tüm haklarına sahiptir. Sözleşme yapma ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir. Başkasına dava açabilir ve dava edilebilir. Ancak suni bir kişidir, bu nedenle yemin edemez, mahkemede sunulamaz ve boşanamaz, evlenemez.

  1. Ayrı Tüzel Kişi:

Bir şirket yapay bir kişidir ve üyelerinden oldukça farklı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Ayrı bir tüzel kişilik olarak, kendi adını taşır ve bir şirket adı altında hareket eder; kendine ait bir mührü vardır; varlıkları, üyelerinden ayrı ve farklıdır.

Üyeleri kendi sahipleridir ancak ayrı bir tüzel kişiliğe sahip oldukları için aynı anda alacaklıları olabilirler. Bir hissedar, sermayenin tamamına yakınına sahip olsa dahi, şirketin eylemlerinden sorumlu tutulamaz. Hissedarlar şirketin vekili değildir ve bu nedenle fiilleri ile şirkete bağlanamazlar.

  1. Sürekli Veraset:

Şirketin hayatı, üyelerin hayatı ile ilgili değildir. Hukuk şirketi yaratır ve fesheder. Üyelerin ölümü, iflas etmesi veya hisse devri hiçbir şekilde şirketin varlığını etkilemez.

Şirket durumunda üyelerin gelebileceği ve üyelerin gidebileceği söylenebilir ancak şirket devam eder. Kanunla var olmuş tüzel kişidir ve sonunu ancak hukuk getirebilir, başkası olamaz.

  1. Ortak Mühür / Kaşe :

Kuruluşta bir şirket, sürekli ardıllık ve ortak bir mühür ile tüzel kişilik haline gelir. Şirketin ortak mührü / kaşesi büyük önem taşımaktadır. Şirketin resmi imzası görevi görür. Şirketin fiziksel bir formu olmadığı için bir sözleşmede adını imzalayamaz. Şirketin adı ortak mühür üzerine kazınmalıdır. Şirketin ortak mührünü taşımayan bir belge gerçek değildir ve hukuki bir önemi yoktur.

  1. Sınırlı Sorumluluk:

Sınırlı sorumluluk, şirketin bir diğer önemli özelliğidir. Şirkette herhangi bir şey ters giderse, riski yalnızca hisselerinin miktarı kadardır ve başka bir şey değildir. Bir şirketin alacaklıları, alacaklarını şirketin malvarlığının ötesinde karşılayamazlar. 'Teminatla sınırlı' bir şirketin üyelerinin sorumluluğu, teminat miktarı ile sınırlıdır.

  1. Payların Devredilebilirliği:

Bir hissedar, diğer üyelerin rızası olmaksızın hisselerini herhangi bir kişiye devredebilir. Ana Sözleşme uyarınca, bir şirket hisse devrine belirli bir kısıtlama getirebilir, ancak bunu tamamen durduramaz. Özel şirket, hisselerin devredilebilirliğine daha fazla kısıtlama getirebilir.

  1. İşin Sınırlandırılması:

Bir şirketin çalışma alanı ana sözleşmesine  ( tüzüğüne ) göre belirlenir.. Bir şirket, içinde tanımlanan yetkilerin dışında hiçbir şey yapamaz. Bu nedenle eylemi sınırlıdır. İşin ortaklık anlaşması dışında yapılabilmesi için ana sözleşmesinin tadilatına ihtiyaç vardır.

  1. Temsilci Yönetimi:

Şirketin hissedarları geniş bir alana dağılmış durumdadır. Tüm pay sahiplerinin yönetimde yer alması mümkün değildir. Görevlerini Yönetim Kurulu temsilcilerine bırakırlar ve şirket Yönetim Kurulu tarafından yönetilir.

  1. Varlığın Sona Ermesi:

Bir şirket yasa ile oluşturulur, işlerini yasalara göre yürütür ve nihayetinde yasadan etkilenir. Genelde bir şirketin varlığı tasfiye ile sona erer.

 

Anonim şirket nedir?

Anonim Şirket,  bir şirket türüdür ve özellikle büyük şirketler kurulurken kullanılır. Ek olarak, mevcut bir şirket, belirli koşullar yerine getirilirse bir Anonim Şirket’e dönüştürülebilir. Bir anonim şirket kurarken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta vardır: Sermaye, oluşum sırasında halihazırda en az 50.000 TL tutarında olmalıdır. Sermaye, bireysel paylara bölünür. Girişimcilerin kendilerinin yanı sıra çalışanlar ve şirkette çalışmayan kişiler de hisse satın alarak katılabilir.

Satın alınan hisselerin tamamı hissedar olarak bilinir. Anonim şirket kurulduğunda, hisseler genellikle çok düşük bir değere sahiptir, bu nedenle gelecekteki hissedarlar küçük miktarlarda katılabilir. Hissedarlar bir veya daha fazla hisse satın alabilir. Hisse senetleri çıkarılırken, hissedarlar için finansal risk yalnızca hisse senedi şirketi iflas ederse sınırlıdır . Sadece hisselere harcadıkları miktarı kaybederler. Hisse senedi şirketi, hisse ihraç ederek çok fazla öz sermaye toplayabilir. Anonim Şirket iflas ederse, alacaklılar sadece şirketin varlıkları ile sorumludur. Ödenmemiş borçların olması durumunda, sorumluluk şirketin sermayesi ile sınırlıdır, hissedarların özel varlıkları etkilenmez.

Anonim şirket, ekstra raporlama gereksinimleri ve daha üst düzey yasal yükümlülükler nedeniyle daha yüksek kurulum ve yönetim maliyetleri olan karmaşık bir iş yapısıdır. Yapı, maliyetler ve yasal yükümlülükler, bir şirket yapısını orta ve büyük ölçekli bir işletmeye daha uygun hale getirir.

Anonim Şirket yapısı, işletmenin sahipliğini satmayı veya devretmeyi kolaylaştırır. Aynı zamanda,  uluslararası alanda tanınan ve saygı duyulan bir iş yapısıdır ve büyüklük ve profesyonellik algısı kazandırır.

Anonim Şirket’in avantajları ve dezavantajları

Anonim şirket (A.Ş.), orta ölçekli şirketler arasında popüler bir şirket şeklidir.

Anonim Şirket’in avantajları şunları içerir:

  • Borç Sorumluluğunun Sermaye ile Sınırlandırılması
  • Yüksek itibarı
  • Hisselerin kolay devredilebilirliği
  • Yasal
  • Halka açılma yoluyla mali bağımsızlık

Anonim şirketin dezavantajları:

  • Ana sözleşmenin noter tasdiki gereklidir.
  • Yüksek idari yük
  • Şirket avukatı bulundurma zorunluluğu
  • Her sene Genel Kurul toplama yükümlülüğü
  • 50.000 TL ‘lik yüksek kuruluş sermayesi gereksinimi

 

Limited şirket nedir?

“Ltd Şti. “ kısaltması "limited şirket" anlamına gelir. Diğer bir deyişle, Limited Şirketler özel bir kurumsal yapıya sahip olan ve yalnızca sınırlı bir ölçüde sorumlu olan şirketlerdir.

Ltd. ve A.Ş. (anonim şirket) her ikisi de sermaye şirketlerine ait birer şirket türüdür. Bu genel terim, bir limited şirket kurmak için belirli bir miktar sermaye gerektiğini gösterir.

Şirket içinde, Limited şirket hissedarlarına karşı sorumludur. Harici olarak ise , Limited şirket genel müdürler tarafından temsil edilmektedir. Murahhas Aza'nın ( Genel Müdür veya Temsile yetkili en düzeydeki kişi ) kim olduğu genellikle şirket esas sözleşmesinde düzenlenir.

Bir limited şirketten mal sipariş ederseniz, bireysel hissedarlar değil, tüzel kişiliğin kendisi sözleşme ortağınız olur. Limited şirket, hukuki ehliyete sahiptir ve bu nedenle özel hukuk kapsamında tüzel kişidir.

"Sınırlı sorumluluğa sahip" anlamındaki bu isim, bir limited şirkette hissedarların genellikle özel, şahsi varlıklarından sorumlu olmadıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Aksine, sorumluluk sermaye katkısıyla, yani firmanın kendisinin varlıkları ile sınırlıdır.

Bir Limited Şirket nasıl oluşturulur?

Bir limited şirketin kurulması için, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen çeşitli gereksinimlerin karşılanması gerekir. Kurulması için (birkaç istisna dışında) karşılanması gereken dört temel kuruluş koşulu vardır.

Ana sözleşme: Her şeyden önce, bir LTD’nin dayandığı bir ana sözleşmeye ihtiyacı vardır. Bu, noter tasdikli olması gereken ana tüzüktür.

Hissedar: Kurulması için en az bir kişinin, yani en az bir ortağın, bulunması gerekir.

Sermaye: Limited şirketteki sermaye katkısı en az 10.000 TL olmalıdır. Şirket, sonradan iflas ederse, hissedarlar işte bu sermaye tutarı kadar sorumludur. ( Herhangi bir sözleşmede hissedarların şahsi kefalet vermeleri halinde; şahsi özel varlıkları ile de sorumlu hale gelebilirler )

Sicil Kaydı: Faaliyete başlamayabilmek için limited şirket ticaret siciline kaydedilmelidir.

 

Şahıs şirketleri nelerdir?

Şahıs şirketinin tanımı şu biçimde yapılabilir:  Belirli sayıda kişilerin kurduğu ve sorumlulukları şahsi olan işletmelere şahıs şirketi denir. Bir veya birden çok şahıs tarafından kurulabilir. Ortaklar, şirketin borçlarına karşı sınırsız sorumludur. Şahıs şirketi çok kolay ve kısa sürede kurulabilir. Bu yüzden en çok kullanılan ve en yaygın olan şirket türüdür.

“Şahıs şirketleri nelerdir “ sorusuna (TTK) Türk Ticaret Kanunu’ na göre yanıt vermek gerekirse; şahıs şirketleri  Kollektif şirket, Komandit şirket ve Adi şirket olmak üzere 3 çeşittir.

Ortaklar gelir vergisi mükellefidir; kurumlar vergisi mükellefi değillerdir. Ortaklardan en az birinin adı ve soyadı ile şirketin türünü gösteren bir ibare, ticaret unvanında yer almak zorundadır. ( Komanditer şirket hariç )

Aile Şirketi

Aile şirketi; şirketin hakim hissedarlarının ve önemli üst düzey çalışanların çoğunun bir aileye ait bireylerden meydana geldiği şirketlere denmektedir. Ülkemizde aile şirketleri , tüm şirketlerin %98’ini oluşturmaktadır. Aile şirketleri, şahıs şirketi, kollektif şirket, limited şirket veya anonim şirket olarak faaliyet gösterirler.

Aile şirketlerinin ,ana karakteristiği; alınan kararların önemli ölçüde aile bireyleri tarafından alınması veya bu kararlara doğrudan ile bireylerinin etkisi olmasıdır. Aile ilişkilerinin bu kadar baskın olduğu şirketlerde; işletmeye dair ticari kararlarla ; aileye dair duygusal kararlar genellikle belli bir oranda birbirini etkiler ve objektiflikten uzaklaşan sonuçlar doğurur.

Şirket Yönetimi

 

Şirket Yönetimi, bir şirketi hedeflerine ulaştırmak için Kaptan’ın gemiyi yönlendirdiği gibi işletmeyi idare ve sevk etme sanatıdır.

Şirket; Hissedarlar, Direktörler, Genel Müdür, Departman Yöneticileri ve operasyon elemanları gibi çok sayıda kişinin çabalarını birleştiren bir araçtır.

Şirkete fon ve para sağlayan hissedarlar, genellikle şirketin sahibi, işin mülkün hakimi olarak kabul edilir. Ancak pratikte hissedarlar, sayıca çok ve coğrafi açıdan dağınık oldukları ve ülkenin farklı yerlerinde, bazen dünyanın farklı yerlerinde yaşadıkları için işletmenin kontrolünü yapmaz ve yürütemezler.

Yetki ve yetkilerini seçilmiş temsilcilerine - Yönetim Kurulu'na devrederler. Yani bir anonim şirketin yönetimi aslında Yönetim Kurulu'na verilmiştir. Genel olarak Kurul, üyelerinden birini Başkan, birini Murahhas Aza olarak atar.

Müdürlerin seçimi ile hissedarın görevi sona erer. Yöneticiler hissedarlar tarafından seçilir, ancak gerçekte hissedarlar yöneticileri seçer. Hissedarların şirketin günlük yönetimiyle hiçbir ilgisi yoktur. Sahiplik ve yönetim arasındaki bağımsızlık, şirket yönetiminin en önemli özelliğidir:

  1. Tüzel kişilik olarak şirket, hissedarlarından tamamen ayrıdır.
  2. Hissedarların sayısı o kadar büyüktür ve yaygın olarak dağılmıştır ki, şirketin günlük yönetimini sürdürmeleri mümkün değildir.
  3. Hissedarlar, farklı yaşam alanlarına mensup heterojen bir insan topluluğudur ve yönetimin zor sorunlarını yönetme konusunda yetkin veya ilgili olmayabilir.
  4. Bir hissedarın pozisyonu, riskleri üstlenen ve fonları sağlayan, ancak yönetimi müdürlere veya genel müdüre devreten bir girişimcinin pozisyonudur.

Yönetim Kurulu Üyeleri, toplu olarak şirketin en üst politika yapıcı organı olan Yönetim Kurulunu oluştururlar. Maddelerde verilen yetki ve görevleri üstlenir ve pay sahiplerinin genel kurullarında yapılmayan şirket işlerini yürütür. Hissedarlar arasında kâr payı dağıtır, şirket yetkililerini atar ve çıkarır ve olması durumunda geçici boşlukları doldururlar.

 

Kurumsal şirketler

Kurumsal şirketler;  şirket yönetiminde bireylerin etkisinin sınırlandırılıp sistemin etkisinin artırıldığı kurumlardır. Bir başka deyişle; kişiden bağımsız hale gelip sürdürülebilir bir yapı kurmak için; kendi bünyelerinde sistem ve organizasyon kurmuş olan şirketlerdir.

Bir çok şirket, prosedür ve talimat oluşturmayı kurumsallaşmak olarak zannetmektedir. Kurumsal şirket olma yolunda, prosedür ve talimatların mutlaka bir payı olmakla beraber; kurumsal şirket yapısına ulaşabilmek için asla yeterli olmayacaktır.

Bir şirket kültürü olarak kurumsallaşmayı benimsemiş işletmeler; kurumsal şirket olmak için bireylerin insiyatif alabildiği ancak her türlü karar ve aksiyonda çerçevesi önceden çizilmiş olan yapılar kurarlar.

Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları Nelerdir ?

Danışmanlık projelerimiz sırasında karşılaştığımız gerçek iş hayatı problemlerinden ve çözümlerinden hareketle, şirketlerin en temel sorunlarını ve bu sorunların çözüm yollarını 7 başlıkta ele alıyoruz. Güncel işletme sorunlarını ve çözüm yollarına ararken ; şu sorulara yanıt vermeye gayret ettik:

  1. Şirketimi nasıl büyütürüm?
  2. İşletme ve üretim maliyetleri nasıl düşürülür ?
  3. Satışlarımı Nasıl Artırabilirim ?
  4. Şirketimi nasıl kurumsallaştırabilirim?
  5. Şirket nasıl yönetilir?
  6. Çalışanlar nasıl mutlu olur ?
  7. İşletmelerde ekip nasıl kurulur ve yönetilir ?

Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yollarını ararken şu yöntemi takip ettik.

Bu soruların kurumlarda nasıl ortaya çıktığını, kendini nasıl belli ettiğini ve nasıl çözüme kavuşturulabileceğini aşağıdaki 7 sorun ifadesinde kendinizle özdeşleştirebileceğiniz örnekler üzerinden tartışmaya gayret ettik:

Büyüyememe

Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları kapsamındaki ilk ortak sorusu Şirketimi nasıl büyütebilirim? olarak karşımıza çıkmaktadır. Sahada muayene aşamasında; şirket yönetimi aşamasında "Büyüyememe" odaklı aşağıdaki problemlerle kurumlar Albert Solino Danışmanlığı’na başvurmaktadır;

Değişim Yönetimi Süreci: Hızlı Yaşama Ayak Uyduramayan Hantal Bir Firmamız var.

  • Burada kastedilen dünya, çevre ve yapılan işin sürekli bir değişim içerisinde olduğu ama şirketin değişime ayak uyduramamasıdır. Bu durum, dğeişim yönetimi süreci açısından büyük bir fırsatın kaçırılmakta olduğuna işaret eder. Bu noktada tedavi, Dijital Dönüşüm Danışmanlığı olacaktır. Değişimin en temel tetikleyicisi teknolojidir ve bu yüzden dijital dönüşüm gerçekleşmeden problemden kurtulmak imkansız olur. Dijitalleşme ne zaman hayata geçirilebilirse, o zaman şirketin büyümesine öncülük edilmiş olunur.

Pazarlama Sorunları : "Hızlı Büyüyoruz, Yenisine Odaklanıyoruz, Öncekilerle Bağ Kopuyor."

  • Pazarlama sorunları kavramından kastedilen şey; işlerin teorik olarak kısmen doğru yapıldığı, yeni müşteriler olduğu fakat müşteriden müşteriye hızlı geçiş yapıldığıdır. Bu durumda eski müşteri ilgisiz kalındığından küsebiliyor. Şirket pazarlama anlamında 2 ileri 1 geri şeklinde yerinde sayabiliyor. Bu noktada tedavi, Pazarlama Danışmanlığı olacaktır. Pazarlama danışmanlığı adı altında Albert Solino olarak, pazarlama ve organizasyon departmanının kurulması, pazarlama stratejisinin belirlenmesi, ürün-müşteri segmentasyonunun yapılması, hedef pazar seçimlerinin gözden geçirilmesi, pazarlamadaki 4P yapısının kurulması ve hataların analizi başlıklarını gerçekleştirmekteyiz.

Ekonomik Daralma: "İçinde Bulunduğum Sektör Daralıyor."

  • Burada "Ekonomik Daralma" kavramıyla kastedilen şirketin kendini gördüğü sektörün aslında küçüldüğüdür. Pazarlama miyopluğu, pazarlama sorunları arasında kendini yanlış sektör tanımlamayı da içeren en önemli sorundur. Örneğin; eskiden nalbantlık diye bir meslek vardı. Atlara nal çakarlardı. 2020 yılında hala şirkette nalbantlık devam etmekteyse ve şirket kendini nal üreticisi olarak tanımlarsa sektör ve şirket küçülmüş olur. Halbuki at bir ulaşım aracıydı, nal da at rahat gidebilsin diye takılırdı. Günümüzde at, arabadır, nal ise lastiktir. Şirket nal üretiminden tekerlek üretimine evrilmesi gerekir. Bu noktada ekonomik daralma içindeki bir sektörde olan firma için çözüm, Stratejik Planlama Danışmanlığı olacaktır. Vizyonunun belirlenmesi, gelecek 5-10 yılının tasarlanması, SWOT analizi yapılması, stratejik aksiyon ve hedeflerinin belirlenmesi ve hedeflere nasıl ulaşılabileceğine dair yol haritasını içeren stratejik planlama danışmanlığını önermekteyiz.

KOBİ'lerin Yönetim sorunları: " Orta Gelir Tuzağına Takıldık. Bir Türlü Üste Çıkamıyoruz. "

  • KOBİ'lerin yönetim sorunları arasında önde gelen problemlerden biridir. KOBİ'ler ilk kuruldukları zamanki enerji ve pazardaki boşlukla bir yere kadar şirketlerini büyütürler. Ancak, öyle bir nokta gelir ki, yönetim olarak şirketlerini çok daha büyütmek isterler; ama tıkanırlar. Büyüme gerçekleşmez Burada kastedilen, şirketin kâr etmesi ve cironun dönmesi ama şirketin akıldaki istenilene ulaşamamasıdır. Bu noktada tedavi, Marka Konumlandırma ve Marka Stratejisi Danışmanlığı olacaktır. Marka stratejilerini belirlemek ve büyümeyi sağlayabilmek için marka ve marka stratejisi danışmanlığımızı önermekteyiz.

Eskiden Müşteri Telefonundan Başımızı Kaldıramazdık; Şimdi Arayan Soran Yok ve Ne Yapacağımı Bilemiyorum.

  • Köklü firmalar bu sözü oldukça fazla dile getirmektedir. Burada kastedilen, müşteri tarafından seçilmemek ve nasıl seçileceğini de bilmemektir. Bu noktada tedavi, Pazarlama Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak pazarlama danışmanlığı alanında, sıfırdan pazarlama organizasyonunun kurulması, pazarlama stratejilerinin belirlenmesi, ürün, fiyat ve dağıtım stratejilerinin ele alınması, bütçe üzerinde durulması ve müşteriye nasıl dokunulacağı konusunda cevap bulunmasını gerçekleştirmekteyiz.

İş Modeli: "Her Bir Müşteriye, Ona Özgü Yazılım Yazıyoruz. O İş Bitince Ekip Açıkta Kalıyor. İşimizi Çoğaltamıyoruz."

  • Burada kastedilen, şirketin iş modeli seçiminin proje bazlı olduğudur. Dolayısıyla tek seferlik iş yapıldığıdır. İş firmaya özgü yapıldığı için çoğaltılamaz durumdadır. O iş bittiğinde, yeni bir iş alınamamışsa , mevcut insan kaynağı da istihdam edilemez duruma gelecektir. O açıdan, devamlı içeriye , iş modeli gereği yeni proje bazlı iş pompalanmaya çalışılacaktır. Bu ise, işin büyümesine en önemli engellerden birini oluşturacaktır. Zira, bir işin büyüyebilmesi için iş modelinin ölçeklenebilir olması lazımdır. İş bittiğinde de büyüme gerçekleşememektedir. Bu noktada tedavi, Stratejik Planlama Danışmanlığı olacaktır. 

Pazarlama Sorunu ve Çözümü: "Yurtdışına Açılmamız Lazım ama Nereden Başlamalıyız Bilemiyoruz."

  • Burada kastedilen, yerel bir iş yapıldığı ve yüksek kâr edildiği ama torbanın ağzının daraldığıdır. Şirketin eskiden yaşadığı daha kârlı günler geride kalmıştır ve artık yurtdışına açılması gerekiyordur. Sıklıkla KOBİ'ler de yaygın görülen bir şirket yönetim sorunudur. Bu noktada tedavi, İhracat ve Pazarlama Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Pazarlama Danışmanlığı kapsamında; hedef pazarlarının belirlenmesi, belirlenen hedef pazarlardaki rekabet, rakip ve ürün analizinin yapılması, ürün ve marka konumlandırılması ve 4P stratejilerinin gerçekleştirilmesi başlıklarını uygulamaktayız. 

Fasoncuyuz Kâr Edemiyoruz. Kendi Ürünümüze Geçmek İstiyoruz. Nereden Başlamalıyız?

  • Fasoncu; başkasının markası için başkası adına üretim yapmaktır. Ar-ge ve tasarım fasoncuya ait değildir, fasoncu sadece üreticidir. KOBİ olan işletmeler bu sorunu sıklıkla yaşamaktadırlar. Burada kastedilen şirketin verilen iş kadar büyüyebildiği ve daha fazla iş verilmediği takdirde şirketin tıkanmasıdır. Bu noktada tedavi, Marka Konumlandırma ve Marka Stratejisi Danışmanlığı olacaktır.

İşin Çoğunu Patron Olarak Ben Yapıyorum. O Zaman da Hiçbir Şeye Yetişemiyorum. İşimizi Nasıl Geliştireceğiz?

  • Burada kastedilen, tüm işlerin patron tarafından yapıldığı ancak bir patronun sahip olduğu fiziksel kapasite kadar şirketin büyüyebilmesi yani yetersiz kalmasıdır. Bu sözü aile şirketlerinden ve KOBİ'lerden oldukça fazla duymaktayız. Bu noktada tedavi, Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak yönetim danışmanlığı kapsamında, delegasyonun nasıl yapılacağı, iş bölümlenmesi, organizasyon ve süreç tasarımının yapılması oluşturulması ve kullanılacak teknolojilerin belirlenmesi başlıklarını gerçekleştirmekteyiz.

İşletme Sorunları: Yıllardır Aynı İşleri Aynı Biçimde Yapıyoruz. Eskiden Para Kazanırdık; Şimdi Havanda Su Dövüyoruz.

  • Buradan kastedilen, şirketin , özellikle KOBİ ölçeğinde olan işletmelerin, yıllardır aynı işten para kazandığı ama şimdi aynı kârı edememesidir. Bu sorun, İşletme sorunları arasında en kritikleri arasındadır. Bu noktada çözüm, İnovasyon Yönetimi olacaktır. Şirketin ürünleri, hizmetleri, iş yapış süreçlerinin pazarlanması, üretim ve ar-ge gibi birçok alanda inovasyon mümkündür.

Verimsizlik & Kârsızlık 

Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları keşif yolculuklarında ortak sorusu “İşletme ve üretim maliyetleri nasıl düşürülür?” olarak karşımıza çıkmaktadır. Sahada muayene aşamasında şirketler "Verimsizlik & Karsızlık" merkezli aşağıdaki problemlerle Albert Solino Danışmanlığı’na başvurmaktadır;

100 Liralık İşlem İçin 1 Milyon Dolarlık İthalattan Daha Çok Efor Sarf Ettiğimiz Oluyor.

  • Burada kastedilen şirketin önceliklendirme yapamadığı, maliyetlerinin ne olduğunun farkında olmaması ve maliyetlerini yönetemediğidir. Bu noktada tedavi Finansal Danışmanlık çözümleri başlığı altında Maliyet Azaltma hizmetleri olacaktır. Albert Solino olarak maliyet yapısının incelenmesi, işletmenin güncel sorununun tespit edilmesi ve maliyet projelerinin yürütülmesini gerçekleştirmekteyiz.

Şirket Yönetimi: "Mevcut ekibi nasıl daha iyi kullanabiliriz?"

  • Burada kastedilen, şirket yönetimi alanında bir ekip, organizasyon ve çalışanların olduğu ama ekibin verimsiz çalışması ya da çalıştırılmasıdır. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Planlaması ve Norm Kadro Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak İnsan Kaynakları Planlaması ve Norm Kadro Danışmanlığı kapsamında, ekip yapısının ve sayısının ne olduğunun öğrenilmesi, hangi işe ne kadar zaman harcandığının öğrenilmesi, verimsizlik yaratan zamanların ve zaman harcanması gereken işlerin tespit edilmesini gerçekleştirmekteyiz.

Şirket Yönetimi: " Personel Ürününü Tanımak Zorundadır. Ürünü Tanıtmadan Personeli Vardiyaya Sokamazsınız! "

  • Cümleden anlaşılacağı üzere sözü söyleyen kurum bir üretim işletmesidir. Burada kastedilen; şirkete bir üretim şefinin alınması ama üretim şefinin şirketin ne ürettiğini bilmemesidir. Ne ürettiğini bilmeyen yüzlerce, binlerce çalışan bulunmakta ve bu çalışanlar sebebiyle doğru strateji kurulamamaktadır. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Danışmanlığı olacaktır. Oryantasyon, alınması gereken eğitimler, personel el kitabı ve şirket yönetimi kaynaklı şirketin temel değerlerine dokunması gereken bir süreç tasarlanması ve eğitim yönetimiyle zenginleştirilmesi gerekmektedir.

Her Birimin Finans Bilmesi, Finansın da Operasyon Bilmesi Kritiktir.

Bütün İşçilik Ücretlerini, Kirayı, Satıcının Faturasını Ödüyorum ve Ay Sonunda Kasada Hiç Para Kalmıyor.

  • Burada kastedilen, kâr edememek ve verimsiz çalışmaktır. Bu noktada tedavi Maliyet Muhasebesi Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak maliyet yapısının baştan aşağı ele alınıp tekrar tasarlandığı bir Maliyet Muhasebesi Danışmanlığı gerçekleştirmekteyiz.

Diğer Departmanlarda Ne Yapıldığını Bilmiyorum.

  • Şirketlerin en temel sorunlarını ve çözüm yolları kapsamında en kritik konulardan biri de budur, yani verimsizliktir. Diğer departmanlarda derebeylik şeklinde çalışmaktalar ve aynı iş birden fazla kez yapılmaktadır. Değer yaratamama problemi vardır. Bu noktada tedavi OKR Sistemi Danışmanlığı ve OKR Yazılımı olacaktır. Albert Solino olarak OKR Sistemi Danışmanlığı ve OKR Yazılımı ile birlikte diğer departmanların yaptıklarından ve hedeflerinden bütün şirket ve şirket yönetimi haberdar olabilmektedir.

Şirket Yönetimi Sorunu: "Kendimi Geliştiremediğimi Düşünüyorum."

  • Cümleyi söyleyen şirketin, şirket yönetimi, yetenekleri tutmak, yönetmek ve geliştirmek ile alakalı bir problemi bulunmaktadır. Bu noktada tedavi, Yetenek Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Yetenek Yönetim Danışmanlığı kapsamında yetenek yönetim sistemini gerçekleştirmekteyiz.

Bu Konuya İlişkin Bir Proje Yapacaktık Ama Hayata Geçmedi. Alınan Kararların Uygulanmasında Biraz Hantallık Var.

  • Buradaki problem verimsizliktir. Toplantılar yapılır ve kararlar alınır ama uygulamaya geçilmez. Bu noktada tedavi Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Aksiyona geçme, delegasyon ve şirketlerin yönetimsel akışları alanında  Albert Solino Danışmanlık’a başvurulmasını önermekteyiz.

Sanki Daha Farklı Bir Departmanda Daha Başarılı Olabilirim Gibi Geliyor.

  • Şirketler işe alım esnasında ihtiyaçlarına göre bulabildikleri en uygun kişiyi ya da ücretle ilgili anlaşmazlıklardan veya akraba diye herhangi bir kişiyi de  işe alabilmektedir. Sonuçta, işe alımların doğru departmanlara gitmediğini görmekteyiz. Bu noktada tedavi Kariyer Yönetimi ve Yedekleme Planı Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Kariyer Yönetimi ve Yedekleme Planı Danışmanlığı kapsamında şirkette tüm çalışanlara dair kariyer yönetim haritasının oluşturulması ve kim kimin işini hangi şartlarda yapabileceğini belirlemekteyiz.

Çok Çalışanla Az Çalışana Yapılan Muamele Aynı Olduğu İçin Bazen Çalışmak İçimden Gelmiyor.

  • Şirketlerin en temel sorunlarını ve çözüm yolları kapsamında performansı ölçmek, değerlendirmek ve adaletli bir biçimde yönetmek esas olmalıdır. Buradaki problem prim ve ödüllendirme ile alakalıdır. Bu noktada tedavi Prim ve Ödüllendirme Danışmanlığı olacaktır.

Çalışan Bulamama Sıkıntısı Var. Bulduklarımızı Yetiştiremiyoruz, Kaçırıyoruz.

  • Bu noktada tedavi Çalışan Memnuniyeti ve İşveren Markası Danışmanlığı olacaktır. İşveren markası günümüzün trend kavramlarından biridir ve çok önemlidir. Albert Solino olarak Çalışan Memnuniyeti ve İşveren Markası Danışmanlığı kapsamında, işveren markası nasıl olunur, kurulması gereken sistemler nedir ve çalışan memnuniyeti nasıl sağlanır odaklı şirketlerin en temel sorunlarına dair çözüm yolları bulmaktayız.

Ekip Yönetememe & Delegasyon Eksikliği

Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları olarak ele aldığımız yazıda şirketlerin diğer ortak sorusu “İşletmelerde ekip nasıl kurulur ve yönetilir?” olarak karşımıza çıkmaktadır. Sahada muayene aşamasında şirketler "Ekip Yönetememe & Delegasyon Eksikliği" odağındaki aşağıdaki problemlerle Albert Solino Danışmanlığı’na başvurmaktadır;

Kişiye Odaklıyız ve Bu Yüzden Bir Kişi Bile Gittikten Sonra Her Şey Aksıyor.

  • Sorunun cevabı kurumsallaşmada gizlidir. Bu noktada tedavi Kurumsallaşma Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Kurumsallaşma Danışmanlığı kapsamında kişiye bağlı kalmadan şirketin sürdürülebilirliğini nasıl sağlayacağına dair sistemleri, iş akışlarını ve organizasyonunu tasarlar, kurgular ve hayata geçirmekteyiz.

Üstüme Vazife Olmayan Bir İşi Yapmaya Zamanım Varsa O İşe Giriyorum ve Üstüme Kalıyor.

  • Bu söz, iyi niyetli ve çalışkan çalışanlardan sıkça duyduğumuz bir söz olarak karşımıza çıkmaktadır. Elma veren ağacın dalına daha da yüklenip dal koparılıyor yani çalışan kaybediliyor. Bu noktada tedavi Prim, Ödüllendirme ve Öneri Sistemi Danışmanlığı olacaktır.

İşletmelerin Güncel Sorunları: "Angarya İşlerle Uğraşmaktan Kendi Öz Vazifelerimi Yerine Getiremiyorum."

  • Burada kastedilen, yapılması gereken iş yapılırken değer yaratmayan işler çalışanın üzerine binmektedir ve çalışan kendi işini, yani değer yaratan işini yapamaz. Ekip doğru yönetilememektedir ve delegasyon problemi vardır. Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Organizasyon ve Süreç Tasarımı Danışmanlığı kapsamında organizasyon, iş akışları, süreçleri, görev sahipleri ve çıktıların nasıl çıkabileceğinin tasarlanmasını gerçekleştirmekteyiz.

Yönetim Sorunları: "Sağlıklı Bir Şekilde İşi Devralamıyorum."

  • Burada kastedilen, yeni bir iş değişimi, yeni bir çalışan olduğu ama eski çalışandan işi teslim almada problemler yaşanmasıdır. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Danışmanlığı olacaktır. Oryantasyonla, iş devir süreciyle ve organizasyonel yapıyla alakalı problemler vardır.  Albert Solino olarak İnsan Kaynakları Danışmanlığı kapsamında iş devir süreçlerinin tasarlanmasından personel kitabında iş devrenin nasıl yapılacağına kadar birçok alt sistemin kurulumunu gerçekleştirmekteyiz. İK teknolojilerinin neler olması gerektiği, ortak çalışma platformu, insan kaynakları alanında dijitalleşme çözümleri ve doküman yönetimi gibi kavramlar da ele alınmaktadır.

Kimin Nerede Ne Kadar Sorumluluğu Var Tamamen Belirsiz.

  • Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Görev tanımlarının ve yetki matrisinin oluşturulması gerekir. Albert Solino olarak Organizasyon ve Süreç Tasarımı kapsamında iş akışlarının tasarlanması ve iş akışlarının sürece dökülerek süreçlerin giderlerinin ve çıktılarının kime, nasıl ve ne şekilde alınıp verileceğinin netleştirildiği organizasyonel ve süreçsel yapılandırmasını gerçekleştirmekteyiz

"Doğru Sayıda ve Nitelikte Kişilerle Mi Çalışıyoruz?" : Şirketlerin Karşılaştığı Sorunlar

  • İşe, doğru sayıda, zamanda ve nitelikte eleman alınmamış olabilir. Söyleyen kişi yönetilememek ile alakalı eksiklikler olduğu hissetmiştir. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları da bu sezgilerde yatar aslında. İnsan Kaynağı planlamasını doğru ve zamanında yapabilmek şirketlerin karşılaştığı sorunlar arasında en başlarda yer alır. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Planlaması ve Norm Kadro Danışmanlığı olacaktır.

Unvanımın Ne Olduğunu Bilmiyorum, Görev Tanımım Belirsiz.

  •  Kurumsallaşmayı ve organizasyonu önceliklendirmeyen, sadece işin yapılmasını amaçlayan işletmelerde yaşanan bu yönetim sorunu karşımıza oldukça çok çıkmaktadır. Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Şirketin sıfırdan bir organizasyon tasarımı, görev tanımlarının oluşturulması, iş akışlarının oluşturulması, süreç tasarımının yapılması ve flu resmin tamamen iyileştirilmesine ihtiyacı vardır ve Albert Solino olarak bizler de tam olarak bunu yapmaktayız.

İnsanlara Sürekli Olarak Yapmaları Gerektiği Şeyleri Hatırlatmaktan İşime Konsantre Olamıyorum.

  • Bu söz net olarak ekip yönetememe problemidir. Büyük ya da küçük işletmelerde ve farklı farklı departmanlarda bu problemi duymaktayız. Bu noktada tedavi Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak ekibin nasıl yönetileceğine dair sistemlerin tasarımı, delegasyonun nasıl yapılacağının belirlenmesi ve sistemsel yapıların/teknolojinin adapte edilmesini gerçekleştirmekteyiz.

Müdürüm Bir Şey Yazdığı Zaman Anında Cevap Veriliyor, Ben Yazdığımda İse Cevap Yok!

  • Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Burada organizasyon ve süreç tasarımında bazı aksaklıklar bulunmaktadır. Organizasyonel hiyerarşi doğru değildir ve yapılandırılması gerekmektedir. Organizasyonda sorun yok ise süreçlerde bir sıkıntı var demektir.

Çok Çalışanla Az çalışana Yapılan Muamele Aynı Olduğu İçin Bazen Çalışmak İçimden Gelmiyor.

  • Bu noktada tedavi Bireysel Performans Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Bireysel performans yönetiminin yapılamaması ve kişilerde çok çalışmayla az çalışmanın fark edilemediğine işaret etmektedir.

Birisi Gittiği Zaman Yerine Yedekleyeceğim Kimse Yok.

  • Bu noktada tedavi Kariyer Yönetimi ve Yedekleme Planı Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Kariyer Yönetimi ve Yedekleme Planı Danışmanlığı kapsamında mevcut çalışanlar için kariyer yol haritasının oluşturulması ve yedekleme planın yapılmasını gerçekleştirmekteyiz.

Güzel ve Yaratıcı Önerilerim Var ama Bunları Sunmaktan Çekiniyorum.  

  • Bu sorunun altında, yollanan maile geri dönüş alamama veya dikkate alınmama gibi birçok neden olabilir. Bu noktada tedavi Prim, Ödüllendirme ve Öneri Sistemi Danışmanlığı olacaktır. Şirketin, çalışanların değer yaratabilecek önerilerini toplayabileceği, değerlendirebileceği ve uygulayabileceği bir öneri sistemi bulunmamaktadır. Değer yaratmak için fikir üretmek isteyenlere ek bir maddi veya manevi ödül yoktur ama olması gereklidir.

Başarılı Çalışanlarımı Elimde Tutamıyorum.

  • Şirketler bu konuda kendilerine “Yetenek olduğunun farkında mıyız?” ve “Yeteneği tutmak için neler yapmaktayız?” sorularını sormalıdır. Yetenek denildiğinde üstün zeka kastedilmemektedir. Her çalışanın bir yeteneği vardır, önemli olan bu yeteneği doğru yerde ve şekilde kullanmak ve geliştirmektir. Bu noktada tedavi Yetenek Yönetimi Danışmanlığı olacaktır.

Tam Olarak Bana Bir Şey Öğreten Olmadı.

  • İşe yeni başlayan çalışan işleri birinden öğrenmeden kendi başına yapmaktadır. İşin yapılışı, prosedürleri, talimatları, eğitim videoları, şirketi için mentor/buddy gibi alt sistemlerin hiçbiri bulunmamaktadır. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak İnsan Kaynakları Danışmanlığı kapsamında prosedürlerin, talimatların ve süreçlerin oluşturulması, insan kaynakları el kitaplarının oluşturulması, oryantasyon ve iş devir sisteminin yapılması ve eğitim yönetimini gerçekleştirmekteyiz.

"Sanayi Sektörüne Çok Parlak Kişiler Gelmiyor." : Fabrikalarda Karşılaşılan Sorunlar

  • Burada kastedilen; iyi eğitim almış veya iyi bir iş tecrübesine sahip kişilere yüksek maaş verilse de şirkete çekilememesidir. Bu noktada tedavi Çalışan Memnuniyeti ve İşveren Markası Danışmanlığı olacaktır. Çalışan memnun edilmeye çalışılmaz ve şirket çalışan gözünde markalaştırılmazsa parlak kişiler şirkete çekilemez. Özellikle de sanayi şirketlerinde ; fabrikalarda karşılaşılan sorunlar arasında bu başlık en önceliklilerindendir. Albert Solino olarak Çalışan Memnuniyeti ve İşveren Markası Danışmanlığı kapsamında şirketi, çalışanların gözünde cazibe merkezi haline getirmekteyiz.

İnsan Kaynakları Yönetiminin sorunları : "Mevcut ekibi nasıl daha iyi kullanabiliriz?"

  • Ekip yönetememe ve delegasyonla ilgili bir sıkıntı bulunmaktadır. İnsan Kaynakları yönetiminin sorunları bu serzenişte başrolü oynar. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Planlaması ve Norm Kadro Danışmanlığı olacaktır. Mevcut ekibin niteliği, planlaması ve sayısının doğruluğunu belirlemek gerekir. İnsan kaynaklarının doğru yapılması adına sistemlerin kurulması icap eder.

Çalışan Bulamama Sıkıntısı Var. Bulduklarımızı Yetiştiremiyoruz, Kaçırıyoruz.

  • Bu noktada tedavi Çalışan Memnuniyeti ve İşveren Markası Danışmanlığı olacaktır. Şirket, çalışanların memnun olduğu ve herkese anlatacağı noktaya getirilmelidir.

Fabrikada Üretim Sırasında Bir Sürü Lüzumsuz İş Yapılıyor.

  • Bu noktada tedavi Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Lüzumsuz işlerin ne olduğu belirlenmelidir. Tedarik zincirindeki organizasyonel yapılanmadan süreç yapılanmasına kadar tüm ekiplerin nasıl yönetileceği, iş akışları ve delegasyonları içeren tüm sistemlerin belirlenmesi gerekmektedir.

Bana Tanımlı Olan Raporların Ne İşe Yaradığını Bilmiyorum.

  • Raporlar yapılır ama amaç bilinmemektedir. Bu noktada tedavi Yönetim Raporlaması Hizmetleri olacaktır. Albert Solino olarak Yönetim Raporlaması Hizmetleri kapsamında hangi rapor setinin kritik olduğu, hangi rapordaki verilerle analiz yapılacağı, verilerin kaynaklarının ne olacağı, raporun kim tarafından hazırlanacağı, kime iletileceği, kimin karar-destek sistemi olarak kullanıp yeni kararlar alacağını belirlemekteyiz.

Sürekli Değer Yaratmayan İşlerle Uğraşmaktan Esas Yapmam Gereken İşe Bakamıyorum.

  • Örneğin; satışçıların CRM’e veri girmesi gerekir ama müşteriyle alakalı veri girmek çok zaman almaktadır. Değer yaratamama sorunu ve değer yaratmayan konularda zaman kaybı ortaya çıkmış oluyor. Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olmaktadır. Organizasyonel veya süreçsel bir problem vardır. Süreçlerde yapılması gereken iş akışlarında belirsizlik veya hata olabilir. Organizasyonel yönetim anlamında organizasyonel bir problem vardır.

Satış – Ciro Yetersizliği

Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm arayışları yolculuğunda ortak sorusu “Satışlarımı Nasıl Artırabilirim?” olarak karşımıza çıkmaktadır. Blog yazımızın konusu olan işletmelerde yaşanan sorunlar ve çözüm yolları kapsamında küçüklü-büyüklü firmalardan bu şikayeti oldukça fazla duymaktayız. Soru oldukça nettir: "Satış Yetersizliği & Ciro Yetersizliği" Bütün işletmelerin de yaşadığı güncel sorun satışları artırmak değil midir? Tüm şirketler satış teknikleri kullanarak satışlarını artırma peşindedir. Hiçbir şirket daha az satmak istemez. Kronik işletme sorunu olarak bu problemi yaşayanlar da oldukça fazladır. Esas teşhis; “Şirketimin satışları bana yetmiyor.”, “Şirketimin cirosu şu an hayalimdeki  işleri gerçekleştirmeye yetmiyor.” ve “Şu an hayallerimle satışlarım örtüşmüyor.” sorularının tespiti oluyor. Farklı departmanlardan ve kişilerden duyduğumuz birçok örnek bulunmaktadır. Sahada muayene aşamasında şirketler aşağıdaki problemlerle Albert Solino Danışmanlığı’na başvurmaktadır; 

Güzel ve Yaratıcı Önerilerim Var Ama Bunları Sunmaktan Çekiniyorum.

  • Burada kastedilen şirketin geleceğinin kararmış olmasıdır. Kişiler küstürülmüştür. Şirkete bir katkı sunmak isteyen veya ürün veya hizmetin yapılış şekliyle alakalı herhangi bir inovasyon fikri ile gelen birinin değerlendirmeye alınmamasıdır. Çalışanın fikri o dakika “saçma” bile gelse örnek teşkil edeceğinden yapmak isteyen herkesin ağzını kapaması anlamına gelmektedir. Bu kapsamdaki tedavi Ar-Ge İnovasyon ve Fikir Yönetim Süreci Tasarımı olacaktır.  Ar-Ge İnovasyon ve Fikir Yönetim Süreci Tasarımı ile ar-ge ve komple fikir yönetim sisteminin ele alınması, kurulması, kanalların açık tutulması gerçekleşir. İnovasyon ikliminin yaratılması ile ise yeni ürün, satış ve ciro artışına dönüşecek fikirlerin desteklenmesi gerekir.

Kendi Verdiğimiz Termin Tarihlerine Neden Uyamıyoruz?

  • Bu söz satış, üretim ve  üretim planlama gibi birçok departmandan duyulabilir. İşletme, termini ne zaman teslim edeceğini müşteriye belirtiyor ama zamanı geldiğinde ürün veya sevkiyat gerçekleşmiyor. Bu soruyu satış ve ciro yetersizliği başlığı altında ele almaktayız. Sorunun cevabı doğrudan bir satış departmanı düzenlemek değildir. Satışı artırmanın tek yolu satıştan geçmemektedir. Şirket satışlarını neden artıramadığına dair sorular sorar. Burada kastedilen, ürünün müşteriye ulaşmamasıdır ve bu yüzden müşterinin tekrar bu şirketi tercih etmemesidir. Müşteri tercihi azalınca satış da azalmış olur. Müşteri, şirkete güvenip kritik işlerini ellerine bırakmak istemez ve dolayısıyla şirketin satışları artamaz. Örneğin; futbolda bir takım vardır. Bu futbol takımı gol kısırlığı çekmektedir yani bir türlü gol atamaz. Suç forvette olmayabilir, hatta çoğu zamanda da değildir. Teknik direktör, savunma, kaleci veya sistemin kendisinde problem olabilir. Topta bile sorun olabilir. Top nizami olmazsa vurunca yeteri kadar havalanmaz.  Bu noktada tedavi, Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Komple tedarik zinciri olarak projeyi ele almak ve süreç tasarımı yapmak icap eder. Organizasyon şeması, üretim planlaması, satın alma, depolama, lojistik, sevkiyat ve satış sonrası hizmetlerin entegre bir şekilde planlanıp yönetilmesi gerekir.

Mal Satamıyoruz ve Çünkü Yapamıyoruz.

  • Toplam 5 kelimeden oluşan bu cümlenin altında aslında birçok anlam yatmaktadır. Burada kastedilen, malın üretimden çıkartılamamasıdır. Mal fabrikadan çıkamaz. Bir yerde darboğazlar vardır. Müşteri de fabrikadan çıkartılamayan malı beklemez. Örneğin bir restorana gidildi ve kebap, ali nazik siparişi verildi. Müşteri yemeğini bekler ama gelen giden olmaz. 10, 20 hatta 30 dakika geçtikten sonra müşteri garsonu çağırır. Garson  “Yemeğiniz hemen çıkıyor. Gidip mutfağa bakayım.” diyerek durumu idare etmeye çalışır. Yemek hala gelmez. Müşteri yemeğini 1 saat beklemez. Nasıl ki karnı acıkmış bir birey 1 saat yemek beklemiyorsa, müşteri de fabrikadan çıkarılamayan malı beklemez. Bu noktada tedavi Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak, entegre ve paralel işleyecek olan üretimden satın almaya, planlamadan bakıma, kaliteden depolamaya kadar sistemin tek seferde yapılması, hayata geçirilmesi, organizasyonun yapılması ve uygun teknolojilerin adapte edilmesini gerçekleştirmekteyiz.

Rakiplerimden Nasıl Pazar Payı Kapabilirim?

  • Burada kastedilen, belli bir ciro ve döngünün olması ve şirketin isminin bilinmesi ama şirkete bunların yeterli gelmemesidir. Şirket hayallerine, sahip olduğu ciro ile ulaşamaz. Rakiplerin sattığı müşteri, kendilerine çevrilmesi gerekmektedir. Bu noktada tedavi Pazarlama Danışmanlığı olacaktır. Alt başlık olarak pazar ve rakip analizleri, marka konumlandırılması, 4P ve stratejiler gibi konuların baştan aşağı ele alınması gereklidir. Rakiplerden üstün olunabilecek konular belirlenir. Olay fiyata geliyorsa fiyatın ne olması gerektiği, örneğin rakibin pazar payı alınmak istiyorsa daha üstün bir hizmet verme gibi birçok alternatifi pazarlama danışmanlığı toplantılarında konuşuyor oluruz.

Hep Bugüne Kadar Müşteri Firmamıza Geldi. Biz Nasıl Müşteriye Gidilir, Bilmiyoruz.

  • Bazı firmalar için bu söz çok komik gelebilir. “Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz?” gibi sorular olabilir. Bazı firmalar için ise bu söz çok tanıdık gelecektir. Dünya ve Türkiye 80 ve 90’lı yıllarda daha kapalı ekonomilerle Çin gibi dünya devi üretim ekonominin henüz gümbür gümbür gelmediği yıllarda, gerçekten fabrikası olan üretim yapan ve  yurtdışından getiren kral gibiydi. Önünde kuyruklar olurdu hatta resmen müşteri seçmekteydi. “Bekle, dur. İçerideki müşterimizin işini hallediyoruz.” diyebilir. Örneğin, bir kişi bir gömlek alacaktır. Mağazaya gitti. Bu kişiye deniliyor ki “Kusura bakmayın, sizi şu anda içeri alamayız. İçeride başka müşterilerle ilgilenmekteyiz. Satışımız bitince sizi içeri alacağız.” Eskiden bu şekilde durumlar meydana gelebilmekteyiz. Günümüzde monopoli ve kartel olan sektörler hariç böyle bir durumun var olması söz konusu değildir. Rekabete açık olan tüm sektörlerde mümkün değildir. Şirketin müşterinin ayağına gitmesi  gerekmektedir, müşterinin şirkete değil. Özellikle günümüzün teknolojisine kendini adapte edememiş köklü firmalar bu sorunu dile getirmektedir.  Bu noktada tedavi CRM & Satış Süreçlerinin Dijitalleştirilmesi olacaktır. Şirketlerin yaşadığı bu soruna başka çözümler de olabilir ama günümüz teknoloji dünyasında işleri CRM ile buluşturma, müşteri ilişkileri oluşturmanın ve “Satış süreçlerini nasıl dijitalleştiririm?” sorusuyla beraber hem süreç, hem de teknolojiyi içeren bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz.

Halihazırdaki Müşteriye Nasıl Daha Çok Ürün Satabilirim?

  • Bu soru her sektörden gelen bir sorudur. Her sektör daha fazla satmaya çalışır. Yeni bir müşteridense eski(mevcut) müşteriyi kaybetmemek daha kolaydır. Mevcut müşteriyi yeni bir ürüne veya hizmete ikna etme ihtimali yeni müşteriye göre daha yüksektir. Örneğin; fast-food restoranlarda çalışanlar satın alma aşamasında “1 TL farkla X de ister misiniz?”, “Yanına Y sosunu ister misiniz?” ve “İçeceğiniz büyük boy olsun mu?” gibi sorular sormaktadır. Müşteri 30 tl’yi vermeye zaten razıyken 1-2 tl daha verebilmektedir. Örneğin bir aile bir otele gitti. Önceden rezervasyon yaptırdılar. Rezervasyon günü geldi, lobiye gidildi ve anahtarlar istendi. Kimlik verildi. Hemen oradaki ön büro müdürü(front desk) aileyle sohbet eder. “Nasılsınız, iyi misiniz?” şeklinde sorular yöneltir. O sırada ailenin özelliklerine de bakar. O sırada “Siz kara tarafa bakan oda rezervasyonu yaptırmışssınız ama deniz gören odamız yeni açıldı. Dilerseniz günlük 50 tl farkla deniz gören odada da kalabilirsiniz. Uygun mudur? Uygunsa değişikliği gerçekleştireyim.” der. Müşteri de “50 tl çok değil, tatildeyken en azından bir deniz keyfi yapayım, deniz manzarasına karşı çay içeyim. Zaten zamanımızın genelini odada geçireceğiz. Tamam o halde.” diye cevap verilebilir. Böylece otelin istediği tam olarak gerçekleşmiş olur çünkü çapraz satış yapılmıştır. “Nasıl daha çok ürün satabilirim?” sorusunun tedavisi de pazarlama danışmanlığında gizlidir.  Bu noktada tedavi Pazarlama Danışmanlığı olacaktır. Örnekler 1 günde düşünülüp, aynı miktarda uygulanabilecek şekilde çıkmaz, üzerinde detaylı analizler yapılmalıdır. Pazarlama, rakip ve ürün analizleri, pazarlama stratejisi, ülke bazında stratejiler ve ürün-müşteri segmentasyonu gibi kavramlarla uğraşmak ve pazarlamak gereklidir.

Müşterimin Gerçek İhtiyaçlarını Bilmiyorum. Müşterinin İhtiyacını Anlamak İçin Ne Yapabilirim?

  • Bu soru genelde, pazarlama alanında bilinç kazanmış şirketler tarafından sorulmaktadır. Pazarlama alanında deneyim kazanmamış kuruluşlar müşterinin ihtiyacını anlamak kavramını içselleştirememiş olabilir. Daha çok “Nasıl satarım?” sorusuna odaklı olabilirler. Daha fazla düşünen şirketler “Müşterimin ihtiyaçlarını öğrenmek için ne yapabilirim?” sorusunu sorabilmektedir. Bu noktada tedavi Müşteri Deneyimi Danışmanlığı olmaktadır. Müşteri deneyimi(customer experience) konuyu irdeyelerek müşteri öğrenilir. Albert Solino olarak bu alanda gözlemler yapmak, müşterinin giriş-çıkış anlarını takip etmek, dokunduğu noktalar, dile getirdiği söylemler, konuştuğu kişilerin içinde yer aldığı müşteri deneyimi haritası oluşturmak, sorunların tespitini yapmak ve adım adım çözmek adlı başlıkları gerçekleştirmekteyiz.

Reklama Tonla Para Harcıyoruz. Ama Satışlar O Oranda Artmıyor.

  • Bu soru genelde pazarlama ve reklamı eşit görenlerden gelmektedir. Halbuki pazarlama 4P(gerçi günümüzde “7C” olarak değişti.) kavramı, yani product(ürün), price(fiyat), place(bulunurluk) ve promotion(kampanya/promosyon) başlıkları geçerlidir. Bu noktada tedavi Marka Konumlandırma & Marka Stratejisi Danışmanlığı olacaktır. Burada yanlış olan nokta muhtemelen markanın stratejisinde bulunmaktadır. Markanın konumlandırıldığı yerle reklam örtüşmeyebilir. Örneğin; kübik tasarımlar yapan bir halı markası reklamını Osmanlı tarihini anlatan bir Türk dizisine sponsor olma şeklinde gerçekleştirirse başarı sağlayamaz.

Müşterimize Satış Sırasında Pembe Yalanlar Söylüyoruz; ama Aslında Ona Üretiyoruz Dediğimiz Zamanda Başka Müşterinin İşini Makinaya Bağlamış Oluyoruz.

  • Burada kastedilen, satış, üretim, planlama ve tedarik zinciri ekiplerinin uyumsuzluğudur. Tedarik zinciri yönetimi danışmanlığında problem vardır. Bu noktada tedavi Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Bahsedilen pembe yalanlar ise şu şekildedir; “Yarına üretime alıyoruz.”, “1 haftaya elinde olur.” Bilinçli bir satışçı bu sözleri boşu boşuna demez. Bilinçli bir satışçı bu sözleri demeden önce mutlaka firmasını arar, üretim planlamaya ya da üretim müdürüne sorar ve teyitleşir. Doğru kanaldan haberleşilemiyorsa, Ekipler birbiriyle iletişimi gerçekleştiremiyorsa, gerekli teknolojik gelişmeler ve denetimler yoksa Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlığı’na başvurulmalıdır. Termin süresi olarak biri bir hafta da dese, haybeye gider çünkü altı dolu değildir. Satışın “Sattım.” dediği  andan itibaren, doğru ürünün müşteriye sevkedildiği ana kadar oluşan tüm süreci yönetecek sistemler tasarlıamaktayız. Organizasyon yapısının kurulmasını gerçekleştirmekteyiz. Albert Solino olarak ERP, MRP, barkod yönetimi ve sahadan veri toplama gibi teknolojilerin nasıl kullanılacağına ve nerelerde ihtiyaç olduğuna dair tespit ve öneriler gerçekleştirmekteyiz.

Müşteriye Çok Fazla Seçenek Sunuyoruz; Kafası Karışıyor.

  • Çok çeşitli ürün ve seçenek sunmak kulağa pozitif gelebilir ama aslında değildir. “Ne güzel işte, çok fazla iş yapıyorsunuz.”, “Çok fazla ürününüz ve seçeneğinizin olması çok güzel.”, “Farklı farklı kitlelere hitap edebilirsiniz. Bu iyi bir yön değil midir?” diyenler olabilir. Kazın ayağı öyle olmaz. Müşteriye makul sayıda seçenek ve ürün sunmak gerçekten faydalı olabilir. Herkesin ihtiyacı bir miktar özelleşmiştir. Herkese aynı ürün sunulursa her müşteriyle özdeşleşmeyebilir. İnternetten satışı arttırmanın bir yolu da mümküm olduğunca kişiselleştirilmiş ürünleri pazara sunmak olacaktır. Herkese terzi usulü sunulursa maliyet yüksek olur. Satışı az olur. Ciro düşer veya artırılamaz.  Örneğin; çok kalın bir menüye sahip olan bir restorana gidildiğini düşünelim. Karar vermek oldukça zor olacaktır. Müşteri seçim yapmakta zorlanabilir, ne seçeceğini bilemeyebilir ya da kafası karışabilir. Müşteri kararsız kaldığı için en bilindik, en düz ve en kârsız seçimi yapabilir. “Bana bir hamburger getir.” diyebilir ve muhtemelen en kârsız ürün budur. Satışları artıramayan fazla çeşitlilik ortaya çıkmış olur. Bu noktada tedavi Pazarlama Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak ürün ne olmalı, nerede bulunmalı, pazarlama stratejileri ne olmalı ve ürün nasıl konumlandırılmalı gibi sorulara yanıt bulduğumuz yer Pazarlama Danışmanlığıdır.

Kurumsallaşamama

Şirketlerin en temel problemleri ve çözüm yolları arayışında ortak sorusu “Şirketimi nasıl kurumsallaştırabilirim?” olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirket yönetimi burada aslında “İşletmemizin kurumsallaşamama ve kara düzen çalışma sorunu var.” demek ister. Eski usül, manuel ve kişiye bağlı çalışmaktadırlar. Özellikle aile şirketlerinde kurumsallaşamama sorunu yaşayan işletmeler ; sahada muayene aşamasında gözlemlediğimiz biçimde aşağıdaki problemlerle Albert Solino'nun  danışmanlığına başvurmaktadır; 

Bir Talep Yaptığımda Bütçemin Olmadığı Söyleniyor Ama Bütçemin Ne Olduğu Öncesinden Söylenmiyor.

  • Burada çalışan, “Şirketin lehine harcama yapmak için para istediğimde bütçemiz yok denir. Bütçem nedir bilmiyorum. Duruma göre değişilir deniyor.” demek istemektedir. Bütçenin ne kadar olduğu belli değildir. Harcamaya gelince bütçe yoktur ama iş yapılması istenir. Kara düzen çalışılmaktadır. Tedavi bütçe sistemini yerleştirmektir yani kişiden bağımsız hale gelmelidir. Bu noktada tedavi Bütçe Danışmanlığı olacaktır. Kişiye bağlı olmamalıdır. Albert Solino’dan hizmet alındığında, hem satış hem de harcama bazlı yatırım ve ar-ge bütçeleri oluşturulur ve bütçeler her yıl uygulamaya alınır. Departman veya kişi farketmeden bütçenin ne kadar olduğu ve ne kadar kullanıldığı ortaya çıkar.

Onay Süreci Uzayabiliyor, Ani Karar Vermemiz Gereken Durumlar Oluyor.

  • Bu söz, kurumsallaşma yolculuğuna başlamış ama kurumsallaşmayı biraz fazla yorumlamış işletmelerde daha yaygın dile gelmektedir. Firma çok hantallaşmış ve herhangi bir esnekliğe sahip değildir. Doğru sistemler kurulmamıştır. Doğru yetkinlendirmeler, onay mekanizmaları, akışlar kurulamamış sadece bazı noktalar yazı-çiziye dökülmüştür. Yazı-çiziye dökülen onay mekanizmalarına gönderilmesi yeterli görülmüştür. Şirket hareket edemez hale gelmiştir. Örneğin biri bir adım atacaktır. Sağ ayağını kaldırmadan önce ayağın “Ayağımı kaldırmak istiyorum. Kaldırabilir miyim?” şeklinde beyne mail attığını düşünelim. 30 saniye sonra “Tamam.” denildi ve ayak kaldırıldı. Şimdi de “Ayağımı yere koymak istiyorum. Uygun mudur?” şeklinde mail atmak gereklidir. Yanıt gelene kadar ayak havada beklemek zorunda kalınır.  Bu nokta tedavi Kurumsallaşma Danışmanlığı olacaktır. Doğru sistemler, yetkinlikler, onay mekanizmaları ve akışları kurulması gerekir. İnsan kaynağı organizasyonundaki süreçler ve teknolojinin iş akışlarıyla, prosedürlerle, iş akışlarıyla, onay ve yetki matrisleriyle buluşturulduğu bir yapının tasarlanması ve devreye alınması gerekmektedir.

Şirket Yönetimi : "Dostlar Alışverişte Görsün Şeklinde Bir Onay Hiyerarşimiz Var."

  • Burada kastedilen şirket yönetimi alanında sadece kâğıt üzerinde bir onay hiyerarşinin olmasıdır. Gerçekte bir onay analizi yoktur. Adamına göre davranılır. Sesi çok çıkanın işini yaptırabileceği bir mekanizma vardır. Organizasyon ve süreç yoktur. Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Burada işlerin akışında bir problem bulunmaktadır. Onay mekanizmalarına ihtiyaç vardır ama bu mekanizmalar bulunmamaktadır ve  raporlamaların kime yapılacağı belli değildir. Arada boşluklar vardır. Bu biçimde şirket yönetme sorunu yaşayan işletmelerde; organizasyonel tasarım ve iş akışlarının sürece dökülmüş biçimde tasarımı olarak hizmet alınmalısını önermekteyiz.

Kişiye Odaklıyız, Bir Kişi Gittikten Sonra Her Şey Aksıyor.

  • Bu sözü de firmalardan oldukça fazla duymaktayız. İşi yapan kişi becerikli olduğu için işi götürmektedir fakat yerine ne kadar iyi bilen biri gelse de, işi öğrenme süreci olduğundan iyi yapamayabilir. Yeni çalışana yardım edecek biri bulunmaz. İşi yeni yapacak kişi için prosedür el kitabı, süreç tasarımı, eğitim süreci, organizasyonel sistem ve organizasyon bulunmamaktadır. Firmada yedekleme planı yani işin kimin yapabileceğinin tasarımı yoktur. Birçok tedavi Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları ışığında pek tabii ki söz konusu olacaktır ama buradaki en önemli tedavi "Kariyer Yönetimi ve Yedekleme Planı Danışmanlığı " olacaktır. Biri işten ayrılınca o alan açıkta kalır çünkü yedekleme planı yoktur. İlk olarak yedekleme planı yapılmalıdır sonra da kariyer yönetimi taşları döşenerek harita ortaya çıkacak ve uygulanacaktır. Kimin ne zaman, nereye doğru gideceği şimdiden belirlenirse, biri işten çıktığında terfi, rotasyon ve yedekleme yerli yerinde uygulanıyor olur.

Angarya İşlerle Uğraşmaktan Kendi Öz Vazifelerimi Yerine Getiremiyorum.

  • Burada kastedilen, çalışanın kendine ait olan değerli işi yapmak yerine az katma değerli bir iş yapmasıdır. Kara düzen çalışılır. Kurumsallaşmada eksiklik vardır. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları odağında tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Angarya iş kavramı tamamen ortaya kaldırılabilir ya da angarya iş yapacak işe alımlar yapılır. Angarya iş, bir kişi sorumlu olduğu işi yapmıyors, o işin başkasının üzerine kalması durumudur.

Unvanımın Ne Olduğunu Bilmiyorum, Görev Tanımım da Belirsiz.

  • Çalışan; “İşe giriş yaparken görüştük. Bana benim gibi birine ihtiyaçları olduğunu söylediler. Teklif ettikleri maaşı beğendim. İşe başladım ve aynı şekilde ilerledi. Şu departmanda X iş için koşmamı istediler koştum, Y işi yapmamı istediler yaptım. Peki benim ünvanım nedir? Müdür, uzman, eleman, direktör müyüm belli değil. Görev tanımım belli değil.” diyebilmektedir. Burada kurumsallaşamama problemi bulunmaktadır. Kurumsal yapıda zafiyet durumu söz konusudur. Bu noktada tedavi kurumsal yapının tasarımının yapılması adına Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Ünvanların ne olduğu belli olmadığına göre organizasyonda da hiçbir yapı bulunmamaktadır. Sıfırdan bir organizasyon tasarımı yapılması gereklidir. Seviyelerin belirlenmesi gerekir. Görev tanımlarının belirlenmesi amacıyla süreçlerin ve iş akışlarının belirlenmesi ve devreye alınması gereklidir.

İş Süreçlerimiz Çok Değişken. Belirgin Bir Süreç Akışı Yok.

  • Bu noktada kastedilen, farklı dış etkenlerdir. Bu noktada ön tedavi olarak Süreç Analizi çalışması yapılmalıdır. Kurumsallaşma yolculuğuna süreç analiziyle başlamak gerekmektedir.  Süreçlerin değişkenliğinin altında yatan nedeni ortaya çıkarılmalıdır. Şuandaki(as is) akışın ne olduğu ve hayal edilenin nasıl olduğunun analizle ortaya koyulması gerekir. Bu çalışmamıza da süreç analizi hizmeti adını vermekteyiz.

Burada Ne Yaptıysam Çoğu Şeyi Yaşayarak Öğrendim.

  • Burada kastedilen, çalışana bir öğreten ve gösteren olmamasıdır. Çalışanın elinde bir örnek, prosedür, süreç ve görev tanımı yoktur, yaşayarak öğrenmiştir. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları izinde ilerleyecek olursa odak noktası İnsan Kaynağı Yönetimi 'dir. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Danışmanlığı olacaktır. İnsan Kaynakları Danışmanlığı, oryantasyon çalışması, çalışan el kitabı oluşturulması, organizasyon yapısı tasarımı, norm kadro tasarımı ve eğitim yönetimi tasarımı gibi birçok alt başlıktan oluşmaktadır.

Tam Olarak Bana Bir Şey Öğreten Olmadı.

  • Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları arayışında müşterilerimizle konuştuğumuzda bu ifadeyi de sıklıkla duymaktayız. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Danışmanlığı olacaktır. Organizasyon yapısının, oryantasyon sürecinin, eğitim yönetiminin, el kitabının, temel oryantasyon prosedürlerinin ve süreçlerinin baştan tasarlanıp var olanların da revize edilmesi gerekmektedir.

Bana Tanımlı Olan Raporların Ne İşe Yaradığını Bilmiyorum.

  • Bu söz kurumsal olduğuna inanan firmalar tarafından oldukça fazla dile getirilmektedir. Raporlama setinin olması ve birilerine sunulması kurumsallaşmanın adımlarından bir tanesidir. Eğer bu kapsamda yanlış bir uygulama varsa, olay sadece “-mış” gibi görünür. Kurumsallaşamama ortaya çıkar. Çalışan, “Bana raporlar geliyor ama hiçbiri benimle alakalı değil. Gelen raporlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Kağıt önüme geliyor, bakıyorum, beğeniyorum bir daha da yüzüne bakmıyorum. Elimde birçok belge ve powerpoint sunumları bulunuyor. Önümden çok doküman geçiyor.” diyebilmektedir. Üst yönetim veya orta kademe yönetim(hangisi sorumluysa) onların kararlarına destek olacak raporlar doğru belirlenmemiş, tasarlanmamıştır ve doğru akışta gelmemektir. Doğru görsel ve içerikleri içerecek şekilde ulaşmaz.  Burada kastedilen bir kişiye tanımlı rapor olmasıdır ama raporların incelenmemesidir. Bu noktada tedavi Yönetim Raporlaması Hizmetleri olacaktır. Doğru raporların gelmesi için çalışılmalıdır.

Biz Aile Üyesi Ortaklar Olarak Birbirimizi Dinleyen ve Anlayan İnsanlar Değiliz. Bu Yüzden Bir Elçiye İhtiyacımız Var.

  • Bu da kurumsallaşamama problemine dikkat çeken bir sorundur. Buradaki problem aile şirketlerindeki kurumsallaşamamadır. Karşılıklı dinleme söz konusu değildir. Sözler açıkça dile getirilemez. “Karşılıklı oturup konuşamıyoruz. Sürekli ortam geriliyor. Kimi ne istediğini anlatamadan masadan kalkıyor.” denilebilmektedir. Bu noktada tedavi Aile Anayasası Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino olarak Aile Anayasası Danışmanlığı kapsamında şirketin değerlerini belirleyerek, hisserdarlar ve profesyoneller arası ilişkinin nasıl olması gerektiğini ortaya çıkarmaktayız. Aile İşletmelerinin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları ılığında özellikle hisse alımları ve devrri ile ilgili metodolojinin, gelecekteki yöneticilerin ve gelir modellerinin belirlenmesini gerçekleştirmekteyiz.

Atamalar Keyfe Keder Yapılıyor.

  • Bu sorunu genelde aile şirketlerinde çok duymaktayız. Şirket akrabalar ile doldurulmaktadır. Amcalar, dayılar, amca çocukları gibi akrabaların direkt olarak en tepeye geçmesi oldukça yaygın bir durumdur. Akraba olmasa da kurumsal yapıdan bahsedilemeyeceği için, patronun gözüne girmeye çalışıp, bir iki yerde işini gerçekleştirip, patron ne dediysen yapan ve sadakat gösteren kişilerin liyakate bakılmaksızın yüksek mevkiye geçişi söz konusu olabilmektedir. Bu noktada tedavi Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma olacaktır. Albert Solino’nun Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma danışmanlığından yararlanan şirketlerde, hissedar-profesyonel ilişkilerinin sağlanması, kurumsallaşma temel yapılarının kurulması, organizasyon ve süreç tasarımının yapılması, prosedür, talimat ve görev talimatlarının belirlenmesi gerçekleşir.

Yöneticimiz Yazılı Belgelere Hiç Önem Vermiyor. Gördüğüne ve Duyduğuna Göre Aksiyon Alıyor.  

  • Burada kastedilen önüne bir kağıt, rapor, sayfalarca veri götürülmesi ama dikkate alınmamasıdır. Başkalarının önerileriyle direkt aksiyona geçilmektedir. Görüp duyulana inanılması tek başına yanlış değildir. Buradaki sorun yazılı belgelere hiç önem verilmemesidir. Bütün yazılan, çizilen ve kurulan sistemler ve yapılar yöneticinin gözünde anlamsız, faydasız ve gereksizdir. Yönetici kendini üstün görür. “Ben her şeyim. Ben karar veririm. Her şeyi ben yaparım.” der. Yönetici her şeyi yapsa da, şirketten ayrıldığında şirketin hali kara düzen çalışmaya geri dönmek olur. Bu noktada tedavi Kurumsallaşma Danışmanlığı olacaktır.

Şirket Yönetimi Sorunu

İşletmelerin temel sorunlarını ve çözüm yollarını ararken sahada işletmeler bünyesindeki kişilerden ve şirket sahiplerinden sık sık duyduğumuz bir olgu şirket yönetimi alanında şu oluyor: "Yönetememe & Sistemsizlik" Şirket sahipleri, girişimciler ve üst düzey yöneticilerin ortak sorusu “Şirket nasıl yönetilir?” olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradaki temel teşhis yönetememe ve sistemsizlik sorunudur. Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları doğrultusunda şirketin muhtemelen yönetememe ve sistemsizlik ile alakalı bir problemi vardır. Sahada muayene aşamasında şirketler aşağıdaki cümlelerle ifade ettikleri şirket yönetimi problemleriyle Albert Solino Danışmanlığı’na başvurmaktadır;

Şirket Yönetimi Sorunu: "Şirkette Önceliklendirme Sorunu Var."

  • Burada bir sistemsizlik, yönetememe ve şirket yönetimi konusunda bir eksiklik söz konusudur. Bu kapsamda yönetim ve kurumsallaşma danışmanlığı gibi başlıklarla birçok alt çözüm gerçekleştirilebilir. Bu sözü söyleyen şirket kurumsal yapısını oluşturmuştur fakat yapılacak iş karşısında önceliklendirme konusunda yetersiz hissetmektedir. Bu noktada tedavi Kurumsal Risk Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Belli ki bu işletme belli aşamaları geçip, büyüklüklere ulaşmış ve kurumsal yapılarını kurmuştur. Firma, kurumsal risk kavramını iş hayatına entegre edememiştir. Geçmişe değil, geleceğe bakılmalıdır. Eğer şirket, Albert Solino kurumsal risk yönetim danışmanlığı adı altında hizmet alırsa geleceğini şimdiden belirleyebilir ve önceliklendirme sorununu aşmış olur. Neyin öncelik olup olmadığı bütün fırsat ve risk pencerelerinden belirlenmiş olur. Şirketi gelecekte bekleyen riskler, risklerin öncelikleri, olasılıkları, yaratabileceği zarar ve fırsatların ne olduğu ve nasıl önlemler alınabileceği belirlenmelidir.

Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları: " Burada Her Şey Acil! "

  • Bu sözü oldukça fazla duymaktayız. Örneğin bizim gittiğimiz toplantılarda bile çalışanlar “1 dakika, telefonuma çok acil bir iş geldi. Acilen gitmem lazım.”  diyerek toplantıdan ayrılanlar olabilmektedir. Birçok şirkette böyle bir sorun belirmektedir. Bu sorunun 5 yılda 1 düzenlenmesi gereklidir. Bu noktada tedavi İş Süreçleri Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. BPM(Business Process Management) süreçlerinin yönetimi ve iş süreçlerinin optimizasyonu alanında danışmanlık alınırsa, aciliyet yaratan süreçlerin en doğru, yalın, verimli ve sorunsuz şekilde yönetilmesi gerçekleşebilir. Bu sayede işletmelerin güncel kronik bir sorununa çözüm bulunmuş olacaktır.

İşletmelerin Güncel Sorunu: "Departmanlar Aynı Hedefe Doğru Bakmıyor."

  • Pazarlama, satış ve üretim gibi departmanların hepsi farklı şekilde aksiyonlar alır. Bu noktada tedavi Kurumsal Performans Yönetimi olacaktır. Albert Solino olarak Kurumsal Performans Yönetimi Danışmanlığı kapsamında kurumsal olarak aynı hedefe bakılması sağlanır. En temel  hedef belirlenir. Balance scorecard, OKR ve KPR gibi birçok metodolojimiz bulunmaktadır. Metodolojiler şirketin ihtiyacına göre belirlenir. Temel hedeflerin ve statü bazında ne gibi hedeflerin olduğunu ortaya çıkarmak adına performans yönetimi sisteminin firmada uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz.

 Bize Gelen İşin Süzülerek Gelmesi Lazım.

  • Eğer bir kişiden angarya veya değerli işlerin hepsi beklenirse, yani karar vericilerden süzülerek iş iletilmezse, ortaya problem çıkar. Bu noktada tedavi Kurumsal Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Kurumsal yönetim veya yönetişim(corporate governance) denilen kavramların şirkete uygulanması gerekir. Albert Solino olarak Kurumsal Yönetim Danışmanlığı kapsamında yönetim ve icra kurulu yapılarının tasarlanması, görev ve sorumluluklarının belirlenmesi, komitelerin kurulması ve görev alanlarının belirlenmesi ve şirketin üst seviye organizasyon yapısının tasarlanmasını(direktörler, CEO, CMO gibi yapılandırmalar mı olacak?)  gerçekleştirmekteyiz.

Hızlı Yaşama Ayak Uyduramayan Hantal Bir Firmamız Var.

  • Gelişen teknoloji ve dünyanın hızı ile bu sözü gün geçtikçe daha fazla duymaktayız. Yaşam değişirken şirketler buna ayak uyduramayabiliyor. Bu noktada tedavi Dijital Dönüşüm Danışmanlığı olacaktır. Mevcut dijital durum analizi ve dijitalleşme yol haritasıyla beraber dijital dönüşüm projelerinin ortaya çıkarılması gerekir. Departman veya ihtiyaç bazlı olacak şekilde süreçlerin yürütülmesi ve dijital mecraya katılması şeklinde bir tedavi önermekteyiz.

Kimin Nerede Ne Kadar Sorumluluğu Var Tamamen Belirsiz.

  • Sorumluluklar belirsizse görev tanımları, iş süreçleri, akışları ve kişilerin üstündeki sorumluluk yükü net değildir. Bu noktada sorumlulukları netleştirmeye yarayacak olan tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Bu çalışma, çalışanları ve süreçleri değer yaratan yapmak adına oldukça gereklidir ve faydalıdır.

İnsan Kaynakları Sorunu: " Doğru Sayıda ve Nitelikte Kişilerle mi Çalışıyoruz? "

  • Bu soru muhtemelen şirketin üst seviyesinde çalışan biri sormuştur. Burada hem sayı, hem de nitelik sorguya çekilmektedir. Bu noktada tedavi İnsan Kaynakları Planlaması  Norm Kadro Danışmanlığı olacaktır. Şirketin doğru sayıda ve nitelikte çalışana sahip olup olmadığını belirlemek için norm kadro gereklidir. Şirket genel anlamda bir insan kaynağı planlaması sürecinden geçmelidir. “X işini yapmak için kaç kişi lazım ve hangi nitelikte olmalıdır?” sorusunun cevabı norm kadro çalışması ile sağlanabilmektedir.

Şirketlerde Bir Kişi Birkaç Gömlek Giymek Durumunda Olabiliyor.

  • Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Her gömleğin tek bir sahibi olmalı, gömlek kişiye uygun olmalı ve doğru süreçte, akışta bulunmalıdır. 

Bu Konuya İlişkin Bir Proje Yapacaktık Ama Hayata Geçmedi. Alınan Kararların Uygulanmasında Biraz Hantallık Var.

  • Burada kastedilen, toplantıların olduğu ve kararların alındığı ama kararların hayata geçmemesidir. Yönetim alanında bir boşluk bulunmaktadır. Bu noktada tedavi Yönetim Danışmanlığı olacaktır. İlk adım analiz olmalıdır. Analizler sonucunda yönetim sistemleri ve gelişim alanlarının belirlenmesi gerekir. Süreç ve organizasyonlar tasarlanmalıdır. Gelecekte ortaya çıkacak darboğazlar yalın yönetim teknikleri uygulanarak öngörülmelidir.

Şirket Yönetimi Sorunu: "Toplantı Kültürümüz Yok."

  • Toplantı kültürünün olmaması şirketin sistemi olmadığına işaret eder. Birlikte düşünmeye iten bir yapı yoktur. Bu noktada tedavi Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Toplantıya geçmeden önce organizasyondaki bütün süreçlerin belli olması gerekir. Karar ve yetki matrisi belirlenmelidir. Toplantıların ne sıklıkta hangi katılımcılarla yapılacağının ortaya konulması gerekmektedir. 

Bir Hata Olduğunda Hatayı Kim Yaptı Diye Saatlerce Zamanımız Gidiyor, Çözüm Odaklı Değiliz.

  • Bu sorunun ortadan kalkması için beyinlerde bir değişim gerçekleştirilmelidir. Bu noktada tedavi İç Denetim Danışmanlığı olacaktır. Hatanın neden yapıldığı belirlenmeli ve tekrar yapılmaması gerektiği ortaya konulmalıdır. Albert Solino Danışmanlık’tan iç denetimi gerçekleştirmek ve organizasyon kurmak için bir hizmet alınırsa, hatanın nerede olduğu, nerede aksamanın var olduğu, nasıl değer yaratılabileceği, çözümün ne olduğu ve çözümün getirisinin neler olabileceği tek resimde görülebilir.

Şirkette Çok Daha Az Şey Yapıp, Çok İyi Yerlere Gelenler Var.

  • Performans yoktur ama mevki yüksektir. Adaletsizlik ve eşitsizlik bulunmaktadır. Bu noktada tedavi Bireysel Performans Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino Danışmanlık’tan Bireysel Performans Yönetimi Danışmanlığı hizmeti alındığında, çalışanların ne yaptığı ve ne kadar yaptığı tespit edilebilmektedir ve buna yönelik bireysel performans sistemi kurabiliriz. Bireysel performans sistemiyle beraber performans değerlendirilmesinin nasıl yapılacağının metodolojisini(90, 180, 360  derece, OKR…) belirler, uygulamaya alır ve 1-2 sene boyunca rehberlik ederiz.

Sürekli Yoğunuz ve Bu Yoğunluğu Yönetemiyoruz.

  • Bu noktada tedavi Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Mevcut durum analizi yapılmalıdır. Yalın yönetim teknikleri başta olmak üzere bir yönetim danışmanlığı alındığı takdirde yoğunluğu giderici sistemlerin kurulduğu, organizasyon ve süreçlerin tasarlandığı ve dijitalleşme projelerinin gerçekleştiği bir çalışma elde edilmiş olur.

Verinin Peşinden O Kadar Koşturuyoruz ki Raporları Yorumlamaya Vaktimiz Kalmıyor.

  • Bu soruna sahip olan şirketler veri üretemez ya da yanlış üretir. Veriye ulaşılabilse de anlaşılabilir olmaz. Sistem ve karar destek mekanizmalarında eksik bulunmaktadır. Bu noktada tedavi Yönetim Raporlaması Hizmetleri olacaktır. Yönetime karar destek aracıları olarak doğru raporlamaları, doğru verilerle ve akışlarla doğru zamanda ulaşması sağlanır.

Veriler Excel Dosyada Takip Edilmeye Çalışılıyor, Ama O da Sonrasında Karışıyor.

  • Burada kastedilen, verilerin takibi için sistem kullanılmadığı ve Excel kullanımında da başarısız olunduğudur. Bu noktada tedavi Dijital Dönüşüm Danışmanlığı olacaktır. Excel yerine Google Drive üzerinden çalışmak bile dijital dönüşüm bir parçası olabilir. Şirket kendi sistemlerinin içine Excelleri entegre edebilirse bu da bir dijital dönüşüm projesi olabilir. Dijital dönüşüm yol haritası gerçekleştirilmelidir.

Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları: "Kendi Verdiğimiz Termin Tarihlerine Neden Uyamıyoruz?"

  • Bu noktada tedavi Tedarik Zinciri Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Uçtan uca tedarik zinciri kavramı şirkete yerleştirilmelidir. Üretim, planlama, satın alma, depolama ve lojistiğin entegre çalıştığı bir organizasyon, hedefler, stratejiler ve alt prosedürler oluşturulmalıdır.

Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları: "Herkes Atomcu Bakış Yapıyor, Genel Bakış Yapmıyor. "

  • Burada kastedilen resmin büyük halini görememek ve detaylara takılmaktır. En büyük sorun yerine küçük detaylar takılır. Bu noktada tedavi Kurumsal Performans Yönetimi olacaktır. Performans ölçütünün ne olduğu belli değilse çalışanlar genel bakış açısını bilemez ve atomcu bakış açısını kullanır. Şirket için en önemli konu çalışanlara açıklanmazsa çalışanlar başka noktalara odaklanabilir. Şirketler Albert Solino’dan Bireysel Performans Yönetimi Danışmanlığı alırsa, en tepedeki hedefler, hedeflere ulaşmak için uygulanması gereken stratejiler ve en tepeden başlayarak tüm çalışanların hedeflerini belirlemekteyiz.

Şirketlerde Kriz Yönetimi: "Hesap Soracak Kimse de Yok!"

  • Şirketlerde kriz yönetimi çok önemli bir kavram haline gelmiştir. Günümüzde; şirketler ülkesel krizler, doğal afet riskleri, ekonomik riskler; küresel ticaret savaşı riskleri, jeopolitik riskler gibi çeşitli risklere son derece açık hale gelmişlerdir. Yönetim krizlerinin en can alıcı noktası; çoğu zaman kriz yaşanana kadar krizin geldiğinin fark edilememesi veya fak edilmekten kaçınılıp halının altına süpürülmesidir. Bu da Şirketlerde Kriz Yönetimi'ni olanaksız hale getirmektedir. Bu noktada tedavi Kurumsal Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Sorun, en üst yönetimsel yapıların doğru akışlarda tasarlanmamasıdır. Yönetim kurulu yapıları, alt üyelerin sorumlulukları, icra kurulu, icra kuruluna bağlı süreç liderlerinin belirlenmesi ve departman yöneticilerinin ve görev yetkilerinin tasarlanması gerekir. Bu tasarım sayesinde; şirketin genelini ilgilendiren içsel veya dışsal bir kriz yaşandığında kim nerede, ne yapacağını bilir haldedir. Sorumluluklar ve yetkiler net bir biçimde tanımlanmıştır. Eğer Yönetim Kurulu içinde Komiteler doğru kurulmuş ise Riskin erken Tespiti ve Önlenmesi komitesi; bu kriz yaşanmadan önce bu riski dile getirmiş ve olası hızlı aksiyonları önceden planlamış olmalıdır.

Çalışan Memnuniyetsizliği ve Sirkülasyonu 

Kurum ziyaretlerimizde bir kahve eşliğinde orta ve üst düzey yöneticilerle kurumlarının en temel sorunları ve çözüm yolları üzerine toplantı yaptığımızda yöneticilerin ortak sorusu “Çalışanlar nasıl mutlu olur?” olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları doğrultusunda sahada muayene aşamasında şirketler "Çalışan Memnuniyetsizliği" odaklı aşağıdaki problemlerle Albert Solino Danışmanlığı’na başvurmaktadır;

Üstüme Vazife Olmayan Bir İşi Yapmaya Zamanım Varsa O İşe Giriyorum ve Üstüme Kalıyor. Dolayısıyla Bu İş Beni Yoruyor ve Ben Bu Şirketle Bağımı Koparmayı Düşünüyorum.

  •  Şirkette prim, ödüllendirme ve öneri sistemi eksikliği bulunmaktadır. Şirkette maddi veya manevi bir takdir yoktur. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları noktasında tedavi Prim, Ödüllendirme ve Öneri Sistemi Danışmanlığı olacaktır.

Angarya İşlerle Uğraşmaktan Kendi Öz Vazifelerimi Yerine Getiremiyorum.

  • İşe yeni giren bir çalışanın bu sözü söylemesi anormal değildir ama yıllarca çalışan biri bu sözü söylüyorsa burada bir problem vardır. Çalışanın motivasyonu düşmüş, işle olan bağı zayıflamış ve çalışan memnuniyetsizliği oluşmuştur. Çalışan öz vazifelerini yerine getiremediğinden şirketten her an ayrılabilir ve bu durum başka çalışanların da işten ayrılmasına yol açabilir. Bu noktada tedavi Organizasyon ve Süreç Tasarımı olacaktır. Görev tanımı ve yetkinlikleri, iş akışı ve süreçlerin nasıl ilerleyeceği tanımlı değildir ve bu yüzden angarya işler ortaya çıkar.

Firmada diğer Departmanlarda Ne Yapıldığını Bilmiyorum.

  • Eskiden her departman kendi işinden sorumluydu ama artık günümüz dünyasında bu mümkün değildir. Her departmanda ne yapıldığı bilinmezse süreç bazlı yönetim uygulanamaz. Bu noktada tedavi dünyada Google ve Intel’in başını çektiği OKR(Objectives & Key Results) Sistemi ve Yazılımı olacaktır. Firmalar, OKR sayesinde ortak çalışmalar gerçekleştirebilip, kimin ne iş yaptığından haberdar olabilmektedir. Bu sayede şirketlerin en temel sorunları ve çözüm yolları da OKR Metodolojisi sayesinde rahatlıkla keşfedilir.

Kendimi Geliştiremediğimi Düşünüyorum.

  • Bu sorun genelde başarılı ama kendini gösteremeyen çalışanlar tarafından söylenmektedir. Bu söylemin gelişiminde Çalışan Sirkülasyonu yaşanması büyük olasılıktır. Bu noktada tedavi Yetenek Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Belli ki burada bir yetenek vardır ama kullanılamamaktadır. Albert Solino olarak, Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları kapsamında Yetenek Yönetimi Danışmanlığı başlığında yeteneğin tespiti ve nasıl gerçekleştirileceğine dair başarısı farklı danışmanlık projelerinde kanıtlanmış müşteriye değer yaratacak bir iş gerçekleştirmekteyiz.

Bu Konuya İlişkin Bir Proje Yapacaktık Ama Hayata Geçmedi. Alınan Kararların Uygulanmasında Biraz Hantallık Var.

  • Bu sorunu dile getiren kişi de çalışan memnuniyetsizliği bulunmaktadır. Bu noktada tedavi Yönetim Danışmanlığı olacaktır. Aksayan sistemler, hantal yönler ve yönetim refleksindeki zayıflıklar bulunmaktadır ve bu bağlamda yönetsel yapıların kurulması gerekmektedir.

Sanki Daha Farklı Bir Departmanda Daha Başarılı Olabilirim Gibi Geliyor.

  • Buradaki sorun, şirketin bu problemi göremeyip değerlendirememesi ve belki de dikkate almamasıdır. Çalışan sirkülasyonu doğurma riski barındırmaktadır. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları noktasında tedavi Kariyer Yönetimi ve Yedekleme Planı Danışmanlığı olacaktır. Albert Solino Danışmanlık tarafından her çalışanın kariyer yönetimi baştan yapılabilir, rotasyon, terfi, kariyerde ilerleme, yanal-dikey ilerleme, farklı alanlarda deneyim kazanma, seviye ve yedekleme sistemleri kurulmaktadır.

Çalışan Memnuniyetsizliği Sorunu: Çok Çalışanla Az Çalışana Yapılan Muamele Aynı Olduğu İçin Bazen Çalışmak İçimden Gelmiyor.

  • Çok çalışanla az çalışanı ortaya çıkaracak bireysel performans yönetimi sistemi bulunmamaktadır. Bu noktada tedavi Bireysel Performans Yönetimi Danışmanlığı olacaktır. Performansın kriterlerinin ne olacağı, nasıl değerlendirileceği, nasıl ağırlıklandırılacağı, yetkinlik ve performans bazlı kriterler, asların veya benzer pozisyondakilerin nasıl değerlendirileceğinin yöntemlerinin belirlenmesi ve bireysel performans ölçümüne nasıl ulaşılacağının tespit edilmesi gerekmektedir.

Güzel ve Yaratıcı Önerilerim Var Ama Bunları Sunmaktan Çekiniyorum.

  • Bu sözü söyleyen kişide büyük bir memnuniyetsizlik ve demotivasyon söz konusudur. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları bağlamında çalışan memnuniyeti ve motivasyonunu artırmaya dönük sistemlerin geliştirilmesi Bu noktada tedavi Prim, Ödüllendirme ve Öneri Sistemi Danışmanlığı olacaktır.

Çalışan Bulamama Sıkıntısı Var. Bulduklarımızı Yetiştiremiyoruz, Kaçırıyoruz.

  • Bu sözü oldukça fazla duymaktayız ve neredeyse her şirkette bu problem karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada tedavi Çalışan Memnuniyeti ve İşveren Markası Danışmanlığı olacaktır. Günümüzde artık çalışanlar da cezbedilmelidir. Şirketi cezbedici hale getirmek için, bilinirlik, pozitif imaj ve marka değeri olması gerekir. Şirketlerin En Temel Sorunları ve Çözüm Yolları noktasında çalışanların kaçmasının sebebini öğrenmek için de çalışan memnuniyeti anketi yapılması gerekmektedir.